37. BÖLÜM

14.8K 560 375
                                    

Selam herkese, umarım herkesin keyfi ve sağlığı yerindedir.

Bu bölümde bazen Rüzgar'ın bazen Mehir'in dilinden okuyacağız.

Keyifli okumalar.

MEHİR

Saat gecenin kaçıydı bilmiyordum, uyuyamıyordum.

Mart ayının sonlarındaydık, kızımız 5 aylık olmuştu.

En son dayanamayarak Rüzgar'ın koluna dokundum.

"Rüzgar'ım ?" Mırıldandı.

"Hm ?" Kolunu yine dürttüm.

"Bir şey demem lazım." Zorlukla gözlerini açtı.

"Yavrum bir şey mi oldu ?" Belimdeki eli direkt karnıma gitmişti.

Cevabımı beklemeden doğrulup komodinin üzerindeki ışığı açtı ve biraz da olsa etrafın aydınlanmasını sağladı.

"Şey, aslında seni uyandırmak istemedim ama duramadım da." Meraklı bakışları yüzümde dolandı.

Ellerini yanaklarıma yerleştirip saçlarımı okşadı.

"Güzelim söyle, canın bir şey mi çekiyor ?" Dudaklarımı büzerek başımı salladım. Aşermelerim dur durak bilmiyordu. Çok kilo almamıştım ama sürekli yiyordum.

"Benim canımın canı ne istiyor söyle bakalım ?"

"Şeftali istiyorum, kiraz da olur." İkisinin de mevsimi bile değildi. Gülümseyerek baktı yüzüme.

"Ben gidip arayayım, adamlara da haber vereyim sen de beni bekle olur mu ?" Ellerimi birbirine kenetleyip başımı sağ omzuma yatırdım.

"Ben de gelsem olmaz mı ?" Bıkkınca gülümsedi. Bana kıyamazdı.

"Gel bakalım güzel karım gel." Örtüyü kenarı iterken yataktan kalkmamı bekledi.

Elimi tutup kalkmama yardımcı oldu.

Dolabın önüne geçip üzerime bir şey aldıktan sonra el ele evden çıkıp arabaya bindik.

Saatlerdir gezmediğimiz market gitmediğimiz manav kalmamıştı. En son buranın bir köyüne gelince Rüzgar bir kahvehaneye girip oradaki dayılarla konuştu.

Şanstır ki içlerinden birinin yeğeni serasında şeftali yetiştiriyormuş.

Gülen gözlerimle birlikte adamın yanına gittik. Rüzgar bize tam bir kasa şeftali aldı.

Adama dualar ederek fazlaca para verdi ve numarasını bıraktı.

Şimdiyse ben şeftalimi yerken evimize geri dönüyorduk.

"Beğendin mi güzel karım ?" Lokmamı yutup başımı salladım.

"Evet çok tatlı, resmen bal gibi. Sen de ister misin ?" Rüzgar'ın eli saçlarımın arasına giderek karıştırdı.

"Sen de benim balımsın. Bir öpücük ver bakayım kocana." Ona uzanarak önce yanağını sonra dudağını öptüm.

"Oh !" Gülümsedim.

Hava aydınlanmaya başlamıştı. Dışarıda mis gibi bahar kokusu vardı.

Evimize gelince arabadan indik. Rüzgar arabanın arkasındaki kasayı alınca ben de kapıyı kapattım.

Eve ilerlerken havanın ve mutluluğun verdiği huzurla mayışmıştım.

Kapının önüne gelince Rüzgar'ın cebinden anahtarı alarak kapıyı açtım.

ÖĞRETMEN VE MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin