22. BÖLÜM

20.5K 746 199
                                    

Selamm herkesee

Kitabımız 100.000'i geçti. İnanın bana çok mutluyum. Bu benim değil hepimizin başarısı ve emeği. Sizlere teşekkür ediyorum.

İnsanın tanımadığı insanları sevip, samimiyet kurması ne garip bir şey değil mi ? Sizleri seviyorum iyi ki varsınız.

Keyifli okumalar.

MEHİR

Sabah eve geldiğimizde Rüzgar'la birlikte odaya çıkıp uyumuştuk.

Birkaç saat sonra ben uyanmıştım fakat Rüzgar hâlâ uyuyordu.

Emre ve kendime kahvaltı hazırladım. Emre heyecandan yerinde duramıyordu çünkü bugün öğleden sonra Güneş yemeğe gelecekti.

"Emre, biraz sakin ol oğlum öleceksin şimdi heyecandan."

"Yenge duramıyorum ki yerimde yenge. Aklım karışıyor, kelimelerim karışıyor." Bu hâline gülümsedim.

Biz kahvaltımızı yaptıktan sonra ortalığı topladığımda saatin ikiye geldiğini gördüm.

Rüzgar'ı uyandırmak için yukarı çıktığımda Rüzgar hâlâ uyuyordu.

Yatağın yanına gidip yere dizlerimin üzerine çöktüm.

Yatakta sarkan elini tutup okşadım.

"Rüzgar aşkım uyan hadi." Elinden öptüm.

"Rüzgar ?" Yanağından öptüm.

"Rüzgar uyanmayacak mısın ?" Bir şeyler mırıldandı.

"Birazcık daha öpersen uyanırım." Peş peşe yanağını öptüm.

"Yaani, belki tek gözümü açarım." Dudağından öptüm.

"E bu da çok kısa oldu. Bir türlü uyanasım yok bugün." Gülüp dudağını öpmeye başladım. Hemen karşılık verdi.

Eliyle belimi tutup oturduğu yerden beni kaldırıp üzerine aldı. Bazen Rüzgar'ın gücü beni gerçekten hayrete düşürüyordu.

Beni yatağa yatırdığında yarı üzerime eğildi. Boşta kalan elini karnıma koyup okşamaya başladı.

Bir elim omzunda bir elim saçlarındaydı. Alt dudağımı ısırdı. Bu artık aramızda gelenekselleşmişti.

Geri çekilip boynumu koklayarak öptü.

"Güne yine seninle başladım daha güzel bir gün olabilir mi ?" Gülümsedim.

"Hadi kalk sana kahvaltı hazırlayayım. Bugün bir misafirimiz var." Tek kaşı havalandı.

"Kimmiş o misafir ?"

"Emre'nin arkadaşı Güneş gelecek."

"Siz dün gizli gizli bunları konuştunuz değil mi ? Sizi kurnazlar." Deyip gıdıklamaya başladı.

"Rüzgar dur." Çığlıklarımın arasında kahkaha atıyordum.

"Niye duracakmışım, insan müstakbel kocasından bir şey saklar mı ?" Kaşları çattıkken o da gülüyordu. Kahkaha atmaktan konuşamıyordum.

"Saklamaz tabii. Rüzgar dur artık bayılacağım şimdi nefes alamıyorum." Rüzgar geri çekildiğinde elimle karnımı tuttum.

"Karnım çok acıdı."

"Nasıl geçirebileceğimizi biliyorum." Rüzgar göz kırptı.

"Nasıl geçireceğiz ?" Eli kalçamın yanına geldi.

ÖĞRETMEN VE MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin