19. BÖLÜM

21.9K 714 336
                                    

Seelaammm. Bu mübarek günde yeni bölümü saldım gitti gerisi sizde.

Minareden atlarım Cumanızı kutlarım ahshw.
Hayırlı Cumalar Aşklarım. 🫶🏻

Keyifli okumalar.

MEHİR

Ateş'in beni kaçırmasının üzerinden koskoca bir buçuk ay geçmişti.

Bedenimde morluklar ve ezikler vardı. Beni kaçırdığı ilk gün çok feci dövmüştü ve ilk birkaç hafta emdiğim sütü burnumdan getirmişti.

Benim mahvolmuş hâlimi Rüzgar'a atarak onun da delirmenine neden olmuştu. İlk hafta hep böyle geçmişti.

Bana ilk birkaç gün yemek vermemiş, sonraki günlerde ise sadece su ve bir dilim ekmek vermişti

Ateş beni dövmüş, vücudumu ezmiş ve darmaduman hâlimi Rüzgar'a atmıştı.

Ardından arayarak ona bir şeyler söylüyordu fakat fazla dayak yediğim için bilincimi açıkça tutamıyordum.

Duyduğum tek şey Rüzgar'ın haykırışları ve küfürleriydi. Telefon hoparlörde olmamasına rağmen sesi kulağımın dibindeymiş gibi gelmişti.

Bu bir buçuk ay içinde Ateş bana yapmadığını bırakmamıştı ve Ateş'in kesin dille belirttiği bir şey vardı ki bana aşıktı.

Bunu öğrendikten bir hafta sonra Rüzgar'dan vazgeçmiş imajı vermeye çalışmıştım.

Ateş'in kıt beyni bunu gerçek sanarak ona aşık olduğuma inanmıştı.

Rüzgar'a ulaşmanın bir yolunu bir türlü bulamamıştım ve bu evin içinde delirmeme az kalmıştı.

Şimdi de bana ait olduğunu söylediği odamda yatıyordum. Sabah olmasına az kalmıştı. Burada vakitler bile zor geçiyordu.

Bazen günlerce uyuyamıyordum en son bayılacak gibi olduğumda bedenim kendini bırakıyordu.

Bu herif yüzünden en yakın arkadaşımın düğününü de kaçırmıştım. En mutlu gününde yanında yoktum.

Ateş bugün ciddi bir şeyler konuşacağımızı söylemişti. Bununla ciddi kalmak neredeyse imkansız çünkü sürekli bana yavşayıp duruyordu.

Rüzgar'dan ise haberim yoktu. En son bir buraya ilk geldiğim zamanlar sesini duydum ve o zamandan bu zamana bir haber yoktu.

Onu özlemiştim, çok özlemiştim. Kim bilir ne haldeydi ? Kendini harap etmiş miydi ?

Gün aydığında kapı tıklatıldı ve Ateş elinde bir tepsiyle içeri  girdi.

"Günaydın prenses iyi uyuyabildin mi ?" Her sabah aynı soruyu sormaktan bıkmıyordu.

"Evet canım çok iyi uyudum." Gülümseyip elindeki tepsiye uzandım. Güvenini kazanmaya çalışıyordum.

Bir açık bulduğum an Rüzgar'a ulaşmanın yolunu arayacaktım.

"İyi uyumana sevindim aşkım, bugün bir şeyler konuşacağız." Midem bulanıyordu. Bu adamın bana olan hitaplarını midem kaldırmıyordu.

"Sen anlat ben dinliyorum."

"Konu Rüzgar." İsmini duymamla kalp atışlarım hızlanmıştı ama şuan umursamaz bir tavır takınmalıydım.

"Beni ne ilgilendirir ne olmuş ki Rüzgar'a ?"

"Tabii ki seni ilgilendirmez aşkım ama Rüzgar dur durak bilmeden seni arıyor. Ne kadar depom, evim varsa hepsini basıp ateşe veriyor. Aptal hâlâ ona dönmeyeceğini anlayamadı. Bugün Rüzgar'ı yeniden arayacağım evleneceğimizin kararını onu söylemelisin ben söyleyince inanmıyor aşkım senden duymalı." Demek ki vazgeçmemişti benden.

ÖĞRETMEN VE MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin