6. Yanlış Düşünce

19K 895 107
                                    

Bölüm Sınırı: 400 oy 400 yorum

Sınır geçilmediği sürece bölüm gelmeyecek. Alıntı gibi birçok şey için beni takip etmeyi unutmayın. Keyifli okumalar.

Instagram: meryemcagrak

6. BÖLÜM

YANLIŞ DÜŞÜNCE

Çalıştığım yere geldiğimde derin bir nefes alıp sıcak havada gözümü açabildiğim kadar baktım. Güneş ışınları gözümle temas etti her an gözlerim daha çok kısılıyordu. Burası ekmek kazandığım, geçimimi sağlayan bir yerdi. Büyüklerimizin bir sözü vardı: Doğduğun yer değil, ekmek kazandığın yer memleketindir. Benim de burası memleketim olmuştu. Yeniden başlamış, zorluklara karşı mücadele etmeyi öğrenmiştim. Ne babam ne Ufuk, ikisine de bu memleketimde yer yoktu.

"Ne düşünüyorsun bu kadar?" diye tok erkek sesiyle kıymığı kırılmış düşüncelerime son verdim ve başımı yanımdaki iri bedene çevirdim.

"Burada kazandıklarımı."

Yüzüm asık olmalıydı ki kaşlarını çatmıştı. "Ne kazandığına karar verdin mi peki?" diye sorduğunda tekrardan derin bir nefes alıp omzumu geri attım ve başımı kebapçı yazan tabelaya çevirdim.

"Verdim." Dedim sakince. Kalbim yontulmuştu sanki özenle. Şimdi o kalbe göre düşünüyor hareket ediyordum. "Kendimi kazandım ben burada Selim Efe. Kendim olmayı. Şimdi seninle evleniyorum ama yine kendim olacağım. Çalışacağım, çabalayacağım, oğlum için elimden geleni yapacağım. Ben bu hayattan kaçmıyorum." dedim anlamasını umarak. "Ben oğlum için, daha iyi bir hayat için evleniyorum. Ben senin de dediğin gibi aile olmak için evleniyorum."

"Pişman mısın?"

"Ne konuda?"

"Benimle evlenecek olmanda."

Güldüm. "Hayır, ama sen olacaksın."

O da güldü. "Olmayacağım." Dedi boşuna umutlanma der gibi. "Ve sende bunu göreceksin.",

Gülerek başımı iki yana salladım ve bir adım atarak yürümeye başladım. "Çok büyük konuşuyorsun Selim Efe." dedim dalgın bir şekilde yürürken. "Ve sen pişman olacaksın. Bende bunu göreceğim. Acı ama gerçek."

Bileğime dolanan elle durmak zorunda kaldım. "Ben senden ölsem de vazgeçmem. Bunu biliyor musun?" dedi efsunkâr bir sesle. Anlamıyordu dediklerimi ama haklıdır kalıbını yerleştiriyordu. Bana güveniyordu. Oysa en son güvenmesi gereken kişi bile değilken. Gülümseyerek ona baktım. Bir şey demedim ama o anladı. Yanakları sıkıntıyla nefesini vererek şişirdi. "Şu iş bitsin." Dedi başını sallayarak. "Sonra senin o güzel aklındaki bütün her şeyi çözeceğim. Doğru diye kabul ettiğin varsayımlarını tek tek açığa kavuşturacağım." Diğer elini kaldırıp uçuşan kumral saçlarımı kulağımın ardında itti usulca.

"Senin," dedim titrek bir nefesle. "Gerçekten gözün dönmüş."

"Sadece gözüm değil, başımda döndü. Döndürdün."

"Kalbe zararsın Selim Efe." diye mırıldandım daha önceki gibi. "Yakacaksın ikimizi de."

"Yanalım." Dedi istekli bir sesle. Güneş gözlerine yansıyor, elalarını parıldamasını sağlıyordu. Kahverengi gözlerine serpiştirilmiş elalar beni hayata bağlıyordu. Bu da yetmezmiş gibi yeniden umut etmemi sağlıyordu her şeye rağmen. Kalbim yeniden atıyordu onunlayken. Ben abi dediğim adamla evleniyordum. Bu da yetmezmiş gibi sanırım ona yeniliyordum.

TarumarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin