33. Bölüm: 1 Ay 30 Gün

4 3 0
                                    

                                                                                  (1 AY SONRA)

İşte beklenen o gün gelmişti. Hepsinin gece gündüz beklediği o gün olmuştu. Hepsinin yüreğinde, acı ve korku vardı. Artık korkuyorlardı. Ya oraya giderek başlarına iyi şeyler gelecekti ya da sonu ölüme kadar ilerleyecekti. Bunu hepsi artık tahmin edip biliyorlardı.

Arda balkona geçip derin bir nefes almıştı. Akşam sekiz civarlarında orada olmaları gerekiyordu. Oda biliyordu, ya yaşayacaktı yada ölecekti. 

Telefonunu cebinden çıkardığında rehbere girip, gruptan karşısına çıkan ilk kişi olan Beril'i aramıştı. Hepsini zaten teker teker arayacaktı. 

Beril'i arayıp telefonu kulağına koyduğunda Beril üçüncü çalışında açmıştı telefonu.

*Beril..* demekle yetindi Arda. *Günaydın..*

Beril, Arda'ya hala çok kırgındı. Beril için nasıl ifade edilirdi, pek bilinmezdi. Derin bir nefes alıp verdikten sonra, *Dinliyorum, ne için aradın?* dedi düz sesle.

Arda anlamıştı. Beril hala ona kırgındı ve hala öfkeliydi. Belki de bu öfkesi, ömrünün sonuna kadar asla bitmeyecekti. Ama Arda anlayış göstermişti. Çünkü Beril'i seviyordu.

*Bugün için hazır mısın?* diye sordu Arda kaygılı ses tonuyla.

Beril yutkundu ve gerçekten ne diyeceğini bilememişti. Uzun zaman sonra Arda'nın sesini duymak bile onun için üzücü olmuştu. 1 ay onun için kafa dağıtmacaydı ve şimdi o eski günlerine tekrar dönecekti.

Tekrar üzülüp kahrolduğu, yerinde sızladığı, ağladığı yere dönecekti ve o günlerin acısı, tekrar o eve girdiğinde gözünde birer birer canlanacaktı. 

Beril her zamanki gibi dik duruşunu sergileyerek, *Hazırım ne olacaksa olsun artık..* demekle yetindi. *Bir şey demeyeceksen kapatıyorum?*

Oysaki hiç hazır değildi.

*Bir şey demeyeceğim, hoş çakal..* dedi Arda ve telefonu kulağından indirip, aramayı sonlandırdı.

Sonraki sırada da ise Cem vardı. Fakat Arda onu eskiden 'Kayacık' diye kaydetmişti. Arda buna hafiften gülümseyerek Cem'i aradı.

Cem'de, Beril gibi üçüncü çalışında açmıştı. 

*Alo?* diye seslendi Cem. Sesi uykulu geliyordu. Kısacası uyuduğu kesindi..

*Uyuyor muydun Kayacık?* diye sordu Arda sırıtarak.

*Ha? Tabi uyuyacağım!* dedi Cem sinirli sesle.

*Pekala ama sana üzücü haberim var..* derken Arda, Cem lafını kesti.

*Biliyorum, hatırlatmana gerek yok geri zekalı..* dedi gülümseyerek. *Bugün, o gün..*

Arda'da hafiften gülümseyerek, *Hazır mısın?* diye sordu.

Cem yutkundu ve yattığı yerden etrafına bakındıktan sonra, *Yalan yok, af edersin götüm tutuşuyor korkudan ama kardeşim Bulut'un ölümü için gideceğim oraya!* diye seslendi. *Sen hazır mısın?* diye sordu Arda'ya.

*Beni bilirsin, dünden razıydım zaten bugün için..* dedi gülümseyerek.

*Orası zaten öyle sormam bile hataydı!* dedi Cem elini kafasına vurarak.

*Bir şey diyecek misin? Şimdi daha birilerini de arayıp soracağım da?* 

Cem saçlarını kırıştırıp yataktan kalktığında, *Yok, sekizde görüşürüz..* 

MerdivenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin