Bazen her şeyi öğrenmek, canımızı fazlasıyla yakabilir. Yaşamayı öğrenmek için bir kaç defa ölmek mi gerekir?
(BERİL'İN ANLATIMI İLE)
Rahmetli Bulut haklıydı. Bizden hiç bir şey olmazdı. Biz, 'İmkansız Aşklar' listesinde idik. Gökyüzüne seslendim ve dedim ki,
'Bulut haklıydın dostum. Ben kaybettim ve sen kazandın!'
Daha doğru dürüst unutamadığım kişinin nikah şahidi oluyordum ve büyük bir cesaret ile karşısına çıkıp bunu söyleme gereği duydum.
Sahiden gözümün içine baka baka, yalandan da olsa, bunu nasıl yapabiliyordu? Nasıl cesaret edebiliyordu?
Sırf beni unutabilmek için Elif'i parmağında oynattığını da biliyordum.
Hepimiz öylece kaldığımız esnada Efe'nin donuk bakışları hala benim üzerimde idi.
Hiç bir şey diyemeden oradan ayrılacağım esnada Cem bana seslendi. Sırtım onlara dönük öylece kalmıştım. Arkama doğru döndüm.
*Beril, bunu yapmak istediğinden emin misin?* diye sordu Cem kaşı havaya kalkık şekilde.
Duruşumu dikleştirdim ve hafiften gülümseyerek, *Evet..* demekle yetindim. *Ne zaman evlenecekseniz, haberdar edersin beni. Gelirim..* dedim ve gözüm ne onu ne de Efe'yi bile görmeden hızlıca ayrıldım.
Kendimi sokağa attığımda derin bir nefes aldım ve caddelerden ağlayarak girip çıktım belkide. Elimde bir cep telefonu, gözlerimin altı çökmüş, kafamda bir bere, siyah montum ve siyah pantolonum ile İstanbul caddelerinde dolaşıyordum.
Yağmur sesleri ve yağmur taneciklerinin yüzüme düşmesi hafiften gülümsememe neden olmuştu. Gülümsediğim esnada telefonum çalmıştı. Arayan kişi Efe'ydi.
OF EFE!
Telefonu açtığımda Efe haldır huldur bir sesle, *Beril neredesin?* diye sordu.
*Boş ver benim nerede olduğumu, sen ne yapıyorsun?* dedim.
*Pekala yalnız kalmak istiyorsun anladım. Şimdi çıktım Cem'in evinden. Kendi evime geçiyorum.* dedi Efe.
*Anlıyorum. Ne için aramıştın beni?* dedim konuyu tekrar açarak.
*Beril gerçekten çok kötü dönemden geçtin, gelir gelmez. Ama-* derken Efe lafını kestim.
*Efe, ben orada ne dediysem hala arkasındayım.* dedim zar zor sesle.
*Beril, Cem'i gözlerinle kandırabilirsin ama kardeşini asla.* dedi Efe düz sesle.
O an durdum. Haklıydı.
Kimi kandırıyordum ki ben?
*Bak aramızda.* dedim hemen.
*Söz, kardeş sözü..* dedi Efe gülümseyerek. *Ama arkana baksan iyi edersin.*
Kaşlarımı çattım ve arkama döndüğüm esnada Efe gülümseyerek karşımda duruyordu. Yine her zamanki gibi mavi ceketi ve benim gibi siyah pantolonu ile yağmurdan dolayı sırılsıklam olmuştu. Saçlarının bir kaç tutamı ise önüne düşmüştü.
Telefonu kapattığım esnada Efe bana doğru yaklaştı ve telefonu kapatarak.
Efe beremi çıkarıp saçlarımı kırıştırdığında, *Hadi kardeşim kimseye anlatamıyorsun. Bana anlat.* dedi gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merdiven
Genç Kurgu▪️Tamamlandı Kimse kimseyi anlamazdı bu devirde. Hem de hiç kimse. Eğlenmek içinde alt tarafı müdürün hazırladığı partiye gideceğim ne olabilir ki? İşte o an hayatıma daha çok düzen vermeye başlamıştım. Ta ki o beş insanın gözlerinde kendimi görene...