Sonbaharın son aylarına yaklaşırken Japonya'da sakura ağaçları solmuştu. Geceleri de bir o kadar soğuktu. Herkesin ısınmak için kat kat giyindiği dönemlerdendi. Fakat bu gece Deku'yu hiçbir şey ısıtamazdı.
Az önce uğradığı şık barda içtiği hafif alkollü içeceklerden tatmin olamamıştı. Bu gece o kadar çok içecekti ki nalları dikecekti. Öyle karar vermişti.
Başına gelen bunca olayı ve anksiyetesini bir kenara bırakıp kafa dağıtması gerekiyordu. Şehrin tehlikeli sokaklarından birinde yürürken salakça sırıttı.
Bir yıl önceki Deku asla böyle bir şey yapmazdı. Kahraman galalarında bile sadece su içtiğini hatırlayınca kahkaha atmamak için zor tuttu kendini. Ne değiştirmişti onu bu kadar?
Atlattığı badireler mi yoksa aşık olduğu kötü adam mıydı onu bu hâle getiren?
Hiçbiri, kendisiydi. En azından Deku böyle düşünüyordu. Çünkü o hep kendini suçlardı.
Sonunda bulduğu mekanın renkli ışıklarıyla gözünü kıstı Deku. Bir süredir karanlıkta yürüdüğünden alışmakta zorlanmıştı.
Ah evet, şehrin karanlık yüzleri, gay barlar...
En ağır yasa dışı içkiler, gecenin güzel geçmesini sağlayacak onlarca erkek, uyuşturucu ticaretinin evi, kapısının on metre ötesinden bile alabildiğiniz otun kokusu, yasa dışı her türlü likörü tadabileceğiniz bir yerdi.
Derin bir nefes aldı Deku, gülümsedi sonra. Çillerinin serpiştirildiği yanakları pembeleşti. Bir gecelik, sadece bir gececik herşeyi kenara bırakacaktı. Kahraman kimliğini unutup kafayı bozacaktı. Kimle yattığı umrunda olmayacaktı yada burnundan toz bile çekebilirdi. Onu tutacak kimse yoktu ya.
..
Genellikle pembe ve mor tonlarında ki ışıkların hakim olduğu girişten yürüdü Deku. Kapşonu ile iyice kapamıştı yeşil kabarık saçlarını.
Bir önceki durağı yüzünden sarhoşluğun etkisi azda olsa üstündeydi. Bir kaç kez yalpalamıştı bu yüzden.
Kafasını hafif kaldırarak feri sönmüş yeşil gözleriyle etrafı taradı. Gözüne kestirdiği içeceklerin servis edildiği yere yönlendirdi vücudunu. Bacaklarına söz dinletmekte zorlanıyordu. Bu yüzden adımları yavaştı.
Dans pistinin etrafından dönmeye karar vermişti ki hızını alamayıp omzuna sertçe çarpan kişiyi görmek için kafasını kaldırdı.
Yeşil gözler, gri olanlarla buluştu. Deku o kadar korkunç bakmıştı ki, karşısındaki ondan uzun adam ne yapacağını bilememişti.
Kızarık gözleri ve yanaklarının büyük bir kısmını esir almış mor göz altlarıyla tanınması zor olsada tanımıştı adam onu. Kaşları havaya kalktı kahverengi saçlı adamın. Ağzı aralandı heyecanla.
"S-sen.. DE-"
Hızla ağzını kapadı adamın Deku. Burası tanınmak isteyeceği son yerdi. Girerken ki özgüveni çöp olmuştu.
Her zaman ki içleri ısıtan gülümsemesinden eser yoktu şimdi. Sinirle susturmaya çalıştı adamı.
"Kes sesini."
Kinle baktı, yüzüne gelen kahverengi saç tutamlarının bir kısmıyla at kuyruğu yapan adama, Deku.
Elini daha fazla adamın alkol kokan ağzında tutmaya dayanamamıştı. Hızlıca elini çekip uzaklaştı adamın yanından. Bir yandan da ıslanmış avucunu hırkasına sürüyordu.
Alkol kokusunun fazlalaştığı servis masasının önündeki tabureyi çekip oturdu Deku. Önünde duran barmene siparişini söyleyecekti ki tanınma ihtimalini hesaba kattı. Yan masalardaki müşterilerle ilgilenen barmene bakakalmışken yanındaki tabureninde dolduğunu farketti.
Az önce karşılaştığı adamdı. Galiba peşini bırakmayı düşünmüyordu. Deku'nun derdi bu gece tanımadığı biriyle birlikte olmak değildi. Biraz dağıtacaktı sadece.
Yanında yerini alan gri gözlü adam ondan kısa olan adama gülümsüyordu şimdi.
"Çok büyük hayranınım Deku!"
Sinirle parmağını ağzına götürdü Deku.
"Shh!"
Dudağında ki parmağı bir kenara çekip konuşmaya devam etti uzun saçlı adam.
"Hep içinde o gayliği görmüştüm biliyor musun?"
Şaşırmıştı Deku. Genelde halkın onun hakkında düşündükleri; 'çok güçlü' ,'tüm zamanların en iyi kahramanı', 'Allmight'ın yokluğunu aratmıyor' , 'canını ortaya koyarak savaşıyor' , 'koca yürekli' ve saire olurdu. Bunlar gibi içi şişirilmiş sahte övgülerin yanında bu çok komik gelmişti Deku'ya.
Ağzını eliyle kapatıp kahkahasına engel olmaya çalıştı diğerinden kısa olan adam. Sonra gözlerinden akmaya başlayan göz yaşlarını silerken konuştu.
"Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?"
"Elbette! Çok belli ediyordun!"
"Nasıl yani?"
"O sıkı deri kostümleri kullandığın dönemi hatırlıyor musun?"
Yüzü kızardı Deku'nun. Eski menajerinin halkın beğenisini kazanması için önerdiği kostümdü o. Kendi isteğiyle giymemişti bile. Yine de kıyafetin amacına ulaşması onu sevindirmişti.
"Onu zorla giydirmişlerdi."
"Ne?"
Saatler geciktikçe seste arttığından duyamamıştı adam Deku'yu. Kafasını iyice eğdi boyuna inmek için.
"Duyamadım?"
Deku aralarındaki mesafenin her saniye azalışından ve dudaklarını izleyen metalik gri gözlerden rahatsız olmuştu.
Ağzını adamın kulağına yaklaştırdı teması azaltmak için ve tekrarladı cümlesini.
"Onu zorla giydirmişlerdi."
Yeni kavradığı olayla adamın kaşları havaya kalktı. Şimdi o Deku'nun kulağına yakınlaşıp konuşuyordu.
"Bu gay olmana engel değil ama."
Göz devirdi Deku. Amaçsız ve boş hissettirmişti dibindeki adam. Fakat yalnızlığın bazen yaptırmayacağı şey yoktur.
Kafasını neredeyse omzuna sokacak adamın kulağına fısıldadı.
"Hey, adın ne?"
Ondan uzun olan adamda karşılık olarak bembeyaz tenine nefesini bırakırken cevap verdi.
"Rody."
Buğday tenli adamın her fırsatta yanaşması itici gelse de ona böyle ilgili olması Deku'nun hoşuna gidiyordu.
Her ne kadar bu ilgiyi yanlış kişilerde aradığının farkında olsa da ihtiyacı vardı buna.
Yüzünü adamdan uzaklaştırıp birkaç ağır shot istemişti Deku. Anlaşılan bu gece oldukça uzun sürecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
failed revenge • bakudeku
Fanfictionvillain bakugou / hero deku au new gen symbol of peace vs symbol of fear