15.Bölüm

175 10 0
                                    

15 Kasım

Elgin

Uyanmama rağmen hâlâ uykulu hissediyordum. Yavaş yavaş merdivenlerden inip yemek odasına girmiştim. Neredeyse herkes buradaydı. Özay bile. Ama Gurbet ve Güzhan yoktu.

"Çocuklar, Gurbet inmedi mi?"

"Galiba uyuya kaldı abim. Baksana bir." Diyen Safir'le yeniden merdivenlere ilerlemiştim.

Kapının önüne geldiğimde bir kaç kez tıklattım. Ses yoktu. Kapıyı yavaşca aralayıp içeriye baktım. Ve gördüğüm manzara kocaman gülümsememe sebep olmuştu. Gurbet bir koluyla Güzhan'a sarılmıştı. İkisi de uyuyordu. Çok tatlı bir görüntü olduğu için hemen fotoğraflarını çekmiştim.

 Çok tatlı bir görüntü olduğu için hemen fotoğraflarını çekmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Evet kalbimi bıraktığım bir görsel🥺)

Yavaşca yatağa yaklaşıp oturdum. Elimle Gurbet'in koluna dokunup hafif salladım. Bir kaç saniyede gözlerini açtı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu galiba.

"Günaydın, Gurbet." Sesimle bana döndü ve gülümsedi.

"Günaydın. Ne ara sabah oldu ya." Oğlundan uzaklaşıp gerindi.

"Kahvaltıya inmemiz gerek. Hadi elini yüzünü yıka." Gurbet banyoya gittiğinde yataktan gelen mırıltılarla oraya döndüm. Güzhan sesimize uyanmıştı. Anında kucağıma alıp yanaklarından öpmüştüm.

"Oyy oyy sen uyandın mı? Isırayım mı yanaklarını?" Çok tatlıydı. Heyecanla ellerini ve ayaklarını oynatıyor, gülüyordu. Bir kaç dakika sonra Gurbet banyodan çıkmıştı. Babasını gördüğünde kocaman ve sesli şekilde gülmüştü tatlı bebek. Tabii emziğini de düşürmüştü.

"Ba-bba-ba-ba." Gurbet gülerek oğlunu kucağına almıştı.

"Oğlumm, bebeğim. Uyandın mı sen?" Kokusunu içine çeke çeke öpmüştü. "Mis gibi mis." Bu haline gülerek konuştum.

"Hadi inelim artık. Yolda hasret giderirsiniz baba-oğul. Yoksa Safir kafamızın etini yiyecek açlıktan öldüm diye."

"Tamam, inelim o zaman. Acıktın mı, oğlum? Hıı?" Bu kadar tatlı olmak zorundamıydılar? Aşağıya indiğimizde tahmin ettiğim gibi Safir bize laf etmişti tabii.

"Gelmeseydiniz hiç?"

"Tamam, geldik işte sakin ol."

Masaya oturduğumuz gibi yemeğe başlamıştık. Kahvaltı Güzhan'ın neşeli çığlıkları ve güzel sohbet eşliğinde devam ediyordu. Bu arada Gurbet Özay'a yardım etmek istediğini söylemişti. Özay ilk önce kabul etmese de kimlik ve diplomanın gerekli olduğunu anladıktan sonra kabul etmişti.

"Bir de, Özay ikizlerle ve Elgin'le çıkıp ihtiyacın olan şeyleri de alabilirsin." Gurbet'in sözlerini duyan Özay hemen inkar mooduna geçmişti.

"Bu kadarını kabul edemem. Gerçekten çok fazla."

"Borç olarak düşün o zaman. Çalışıp para kazanmaya başladıktan sonra geri ödersin."

PARALLELS (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin