Selamlaar
umuyorum ki iyisinizdir,
biraz sitem edeceğim
!!! Önceki bölüme 6bin küsür okuma 700 küsür oy gelmiş lakin yorum sayısı 200 küsürde kalmış. Bu 200 yorum yapanların sayısıda bir elin beş parmağını geçmez!!!
Artık yazdıklarımın bir değeri olmadığını düşünüyorum.
Final bölümüne karar verdim, ne kitabı devam ettirecek hevesim var ne de vaktim.
Merak etmeyin kitabı yarım bırakmayacağım layık olduğu gibi finali okuyacaksınız.
bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı unutmayın
satır arası yorummmm yapmayı da- demek isterdim ki bunun bir önemi yokmuş.
SONRAKİ BÖLÜM SINIRI / 600 YORUM
***
BİR HAFTA SONRA ;
Ne yaşanırsa yaşansın, hayatın devam etmesi gerçeği diye bir şey vardı.
Sen ne yaşarsan yaşa, istersen çok fazla üzül veya çok fazla mutlu ol; hayat öyle bir devam ediyordu ki, bazen o üzüntüye bir market önünde ara veriyor ve çikolata alıyordun...
Bazen birileri ölüyor buna şahit oluyordun, üzülüyordun sonra o üzüntüye ara veriyor ve kahve içiyordun...
Kuşları izliyordun, rüzgar tenine dokunuyorken mutlu oluyordun.
Çok özlüyordun bazen sevdiğin birilerini. Yaşadığın bütün mutlulukları,üzüntüleri paylaşmak istiyordun. Sonra özlemeye ara veriyor ve uyuyordun.
Çünkü... Ne yaşanırsa yaşansın hayat, kendi akışında bir şekilde devam ediyordu. Sen ne bir adım ötesine ne de bir adım gerisine gidebiliyordun. Sadece o anda kalıyorsun.
Hayat sadece yaşadığın o andan ibaret.
İyi veya kötü bir sürü sürprizle dolu...
Yüzümde gezinen yumuşak dokunuşlarla gözlerimi araladım. Birkaç saniye ne olduğunu idrak edemezken kirpiklerimi kırpıştırarak tepemde dikilen adama baktım.
"Daha uyumayı düşünüyor musun?"
"Eğer uyandırmasaydın, evet." Diye homurdandım Demir'in sözlerine karşılık.
"Bugün halanın düğünü var ve sen uyuyorsun. Kadın o kadar heyecanlı ki, benden seni uyandırmamı istedi." Eğlenircesine konuştuğunda, yattığım yerde doğruldum.
"Demir, neden daha önce uyandırmıyorsun! Off nasıl yetişeceğiz biz." Üstümdeki battaniyeyi atarak yataktan kalktım.
"Onu dün gece geç saatlere kadar televizyon izlemeden önce mi düşünseydin acaba." Saçlarımı toplarken çatık kaşlarımla ona döndüm.
"Beni sen ayarttın, hatırlatırım. Hiç beni suçlama." Dedim.Demir oturduğu yatağa iyice yayıldı.
"Ben seni ayartmadım güzelim,sen her zaman bana kanmaya razısın." Kendini beğenmiş bir şekilde konuştuğunda gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEN SÜZÜLEN
ChickLitSessiz bir initli döküldü dudaklarımdan. "Daha yüksek sesle inle,sesini duymama izin ver!" Sert bir sesle,bacak aramdan başını kaldırıp konuştuğunda arkama yaslandım. Göğsüm şiddetle inip kalkıyordu. Halam, bizim bu halde olduğumuzu görürse kesinli...