Selamlaar nasılsınız bakalım?
Bu bölüm minik bir yakınlaşma okuyacaksınız umarım hoşunuza gider :)
Bölümlerin hızlı gelmesi için yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın
yorummm
yorummm
satır arası yoruummm
Keyifli okumalar
〄 〄 〄
Herkesin hayatının belli kısmında olan bir insandım ben. Kimsenin hayatında sürekli bulunmamıştım.
Dile getirmediğim sürece kırıldığım anlaşılmadı, sorun var demediğim sürece herşey yolunda sanıldı, anlatmadığım sürece anlaşılmadım, hatta bazen anlattığımda bile anlaşılmadım ben...
Elimdeki kahvaltı tepsisini masaya bırakıp kahvaltılıkları özenle dizdim masaya.
"Günaydın." Demir Beyin sesini duyarken masadan geri çekildim.
"Günaydın Demir Bey,ben hemen çayınızı getiriyorum."
"Şevket efendi gazeteleri getirdi mi?" Baş köşeye kurulurken tepsiyi arkama aldım. "Evet getirmişti salonda olması lazım. Ben getireyim." Yavaş adımlarla odadan çıkıp önce oturma odasındaki gazeteleri aldım sonrasında mutfağa girdim gazeteyi kol altıma yerleştirirken çaydanlığı alıp yemek odasına geri döndüm.
Halam bugünde evde yoktu Yeliz'i okula bırakacağım demişti ve çıkmıştı evden. Vardı onda da bir şeyler amma çıkardı kokusu ortaya.
Çaydanlığı masaya bırakıp gazeteleri Demir Beyin önüne bıraktım. Demli çayınıda doldurup önüne yerleştirdim.
"Afiyet olsun var mı başka bir isteğiniz?" Diye sordum,artık alışıyordum. İlk günkü çekingenliğim yoktu.
"Sen yaptın mı kahvaltını?" Diye sorduğunda bir an şaşırmadan edemedim neden bunu soruyordu ki?
"Şimdi yapacağım,eğer başka bir istediğiniz yoksa?"
"Yok şu anlık yok olursa seslenirim. Ah bu arada bileğin nasıl oldu?" Diye sorduğunda yutkundum bir an.
Gözlerim kısa bir an ayak bileğime kaydı,usulca başımı salladım. "Daha iyi sağolun.." Bir şey söylemediğinde odadan çıkıp onu yalnız bıraktım ve mutfağa girip küçük masaya oturup kendi kahvaltımı yapmaya başladım...
Dışarıda ilkbaharın getirdiği cıvıltılı bir hava vardı. İşlerim bittikten sonra evin koca bahçesini gezmeyi bugünlük kafama koymuştum.
*
"Mihri,yukarıdan ceketimi getirir misin!?" Demir Beyin sesiyle musluğu kapatıp ellerimi hızlıca kurulayarak mutfaktan çıktım.
Ayakkabılarını giymiş bir şekilde dış kapının orada bekliyordu.
"Hangisini getireyim?" Diye sordum, maazallah yine beğenmemezlik falan yapardı da in çık yapmak zorunda kalırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEN SÜZÜLEN
Chick-LitSessiz bir initli döküldü dudaklarımdan. "Daha yüksek sesle inle,sesini duymama izin ver!" Sert bir sesle,bacak aramdan başını kaldırıp konuştuğunda arkama yaslandım. Göğsüm şiddetle inip kalkıyordu. Halam, bizim bu halde olduğumuzu görürse kesinli...