Mahalle dediğin nasıl mı olmaz! İşte tam da böyle katibem! Bizim Mahalle gibisini her yerde bulamazsınız, siz en iyisi mi baştan başlayın okumaya!
Yaptıklarımdan pişman mıyım diye sorarsanız: Pişman değilim, aklım hâlâ yapamadıklarım da!
***
"Mini...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hanzade'den:
Hastaneden eve geleli epey oluyordu. Geriye bir tek Cihangire açıklamamı beğendirmek kalıyordu. "Tamam ya...Haklısın biraderim ama ben demiyorum ki benim başıma gelsin tüm bunlar! Onlar gelip beni buluyor!" diyerek kendimi saatlerdir yaptığım gibi açıklamaya çalıştım. Şu an oturup Pubg oynamak vardı....
"Hanzade! Dünya da bir milyar insan var, nasıl gelip tüm aksilikler seni buluyor olabilir?!"
Bir bilsem sevgilim, ah bir bilsem! İnan ki hepsinin köküne kibrit suyu döküp çakacaktım çakmağı!
"Cihangir'im...Kızma artık!? Vallahi benim iradem dışında gelişiyor her şey! Bilmiyorum ki..."
Saatlerce annemlere açıklama yapmamış gibi bir de sevgili derdi çıkmıştı başıma. Bu adamla nereden sevgili olduysam!
Bana göz devirip kollarını önünde birleştirdi. "Yani senin hiç suçun yok mu diyorsun sen şimdi?" diye sordu otoriter bir şekilde. Bana baş komiser gibi davranıyordu yine. Hayır biliyordum Baş komiser olduğunu!
Ama bana niye sevgilim gibi davranmıyordu bu öküz?! Elimin tersiylen bir geçireceğim ağzının ortasına!
"Evet!"
"Onca insan sana karşı mı hareket ediyor yani?"
"Of Cihangir! Ne bileyim ben be!"
"Herkesle uğraştığın için karma yaşıyor olmayasın Hanzade!" diye kızdı.
Bu benim nasıl aklıma gelmemişti lan! "Oha! Çok mantıklı! Karma diyorsun yani?" diyerek bu fikri daha derin düşündüm. Yaklaşık iki saniye falan...
"Allahım sen bana sabır ver..."
Kızlarla evlere dağılmıştık hastaneden sonra. Benimkiler çok kızmamış olsalar da onlarınkiler baya ortalıkta seri katil gibi dolanmışlardı. "Ciho!" diyerek odaya dalan delikanlı turtama baktım. Feride'nin annesi de çok pis kızmıştı bize. Durmadan başımıza iş açtığımızdan ne yapacağını şaşırmıştı belli ki. "Salak bu kız..." diye mırıldanışımı duyduysa da bir şey demedi. Onun yerine ikimize de kötü bakışlar atmakla meşguldü.
"Nabaysınız gardaşum?" diyerek şiveye geçmesi ile göz devirdim.
Kesinlikle annesi evden atmıştı bu salağı! Yoksa hem şive yapıp hem de Cihangir'den bela aramazdı. "Bile bile ateşlere yürüyon delikanlı turtam...Yapma yanarız!" diyerek ellerimi olumsuzca iki yana salladım.
"Kes lan!" diyerek Cihangire yaklaşıp ensesine vurmak için hamle yaptı. Cihangir'in en nefret ettiği şeylerden biri de el kol şakalarıydı. Feride'den daha hızlı reflekslerini de göz önünde bulundurursak, sonu tahmin etmesi zor olmuyordu. İnşallah kırmazdı...
