Keyifli okumalar ve bol kahkahalar dilerim. 🤎🦔
"Kızım sana soruyorum, cevap versene!" diye bağıran Komiser ağabeyle, oturtulmuş olduğum sandalyeden havaya sıçradım.
Evet sayın seyirciler, karakoldayız! Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Bunun böyle olacağını biliyordum zaten, ama ben diyip ben işitiyordum işte.
Kafamın üzerinde bulunan gaz lambasına ters ters bakmakla o kadar meşgul olmuştum ki, Komiserin sorduğu soruların hiç birine cevap verememiştim. Yıl 1876 da mıydık? Bu gaz lambası neyin nesiydi?
Bu yüzden adamın aniden yükselen sesiyle yerimden zıplayarak çizgi filmlerden birine aktör olarak alınmaya hak kazandım. "Bir şey sorabilir miyim ağabey?" dedim düşüncelerimin arasında. Komiserin sorularını yok saymamsa gözlerden kaçmadı tabii ki.
Bana çatık kaşlarıyla kafa sallayan Komiserle konuşmama devam edebileceğimi anladım. "Sizin maaşlar mı yatmıyor? Bu lamba ne? Hayır hiç dizi izlemesek yutturacaksınız bize bunları da, annem sülümanfanclub diye site açmış kadın. Yemem yani ben bunları!" dedim öne doğru eğilerek.
Derin bir nefes bırakıp burun kemerini sıvazlayan Komisere sorgu dolu ifademle bakmaya devam ettim. "Şimdi işin aslı şöyle ki bacım-" diyerek bana doğru eğilen komiser sanki benden bu soruyu sormamı bekliyormuş gibi davranmaya başladı.
Hayır az önce kızındık, ne ara bacın olduk? İşte her şey samimiyette bitiyordu arkadaşlar! "Bizim çocuklardan birine elektrik faturasını yatırmasını söyledik, sinek kafalı emniyetin elektrik faturası için ayrılan parayla gitmiş at yarışı oynamış!"
Elimi 'Abow' dercesine ağzıma kapattım hızla. "Hii deme!" Komiser ağabeyse kafa sallayarak ellerini birbirine vururak "Yaa sorma bacım, dedim bile!" dedi. Elimi ağzıma vurmamla sızlayarak kendini belli etti patlamış dudağım.
Acıyla elimle dudağıma doğru yelledim. Bir yandan da komiser beyi dinliyordum.
"Ee yanlış anlamazsan bir şey daha soracağım." dememle "Tabi bacım sor." diye yanıtladı beni. "Hadi elektrik yok anladım da, niye gaz lambası? Kaçıncı yüz yılda yaşıyoruz Allah aşkına?" diye sordum merakla.
"Bizim bir Başkomiser var kızım sorma!" diyerek sandalyesinde iki yana doğru sallandı adamcağız.
Çok dertli bir hali vardı. Bu Başkomiser her kimdiyse bunlara çok çektiriyormuş gibi gelmişti bana.
"Bizim çocuklar dediler ki telefonların flash'ı mı neyim varmış, onlardan açıp koyalım sorgu odasına ya da fener koyalım kenarlara diye, yook! Başkomiser tutturmaz mı biraz nostalji olsun, size de ceza olur bir daha kimse böyle bir şeye yeltenemez bundan sonra diye. Sonuç bu işte." diyerek terleyen anlını cebinden çıkarttığı mendille sildi.Başkomiserin 90 yaşında bir dede olduğu kanısına varmıştım bu konuşmadan sonra. Başka hangi yarım akıllı böyle bir fikir üretirdi ki?
"Vallahi geçmiş olsun size Komiser bey ağabeyciğim. Sizin işiniz de zor. Allah yardımcınız olsun..." dedim hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haylaz ve Delikanlı Turta
UmorismoMahalle dediğin nasıl mı olmaz! İşte tam da böyle katibem! Bizim Mahalle gibisini her yerde bulamazsınız, siz en iyisi mi baştan başlayın okumaya! Yaptıklarımdan pişman mıyım diye sorarsanız: Pişman değilim, aklım hâlâ yapamadıklarım da! *** "Mini...