19

18 2 0
                                    

'Bu mektubu yazmamdaki amaç aslında belli. Bunu sen de anlamışsındır Minho. Aptal biri değilsin biliyorum. Kim haklı kim haksız tartışmasına girmek istemiyorum ama bildiğim bir şey varsa sana küs kalmak zor. Hem ben de küs olmayı sevmem. Kim haklı kim haksız umursamıyorum şu an bunu ama bu beni üzdü Minho. Sana duygularımı açmak için kağıt ve kalemden başka bir çıkışım yok. Sen de insansın sonuçta ve bir şeyler duymak istersin bunu biliyorum. Ben de bunun için çalışıyordum tam olarak ve aynı çabayı senden de bekledim. Bana bir şeyler anlatmanı bekledim Minho çünkü bilirsin ben de senin gibi bir insanım. Bunu bir anda yapmanı istemiyorum elbet ama en azından dene. Sadece denemeni istiyorum Minho. Bana kimse bir şey anlatmaz. Kimse için ilk seçenek olmadım şimdiye kadar.'

Yanılıyorsun demek istedim ona. Jisung yanılıyordu. Benim için gerçekten de öncelikti ama ben sadece belli edemiyordum bunu ona. Çünkü ben bu zamana kadar kimseye karşı böyle hissetmemiş ve kendimi açma gereği duymamıştım.

İnsanlar Jisung'u nasıl susturup kağıda kaleme mahkum ettiyse, ben de kendimi sessizliğe mahkum etmiştim.

'Sadece senin için bunu olmak istedim ama Minho. İlk seçenek olmak istedim. Bir derdin olursa, bir mutluluk da olabilir bu, ne olursa olsun bana gel istedim ama sen de haklısın. Bu kadar kısa sürede insanlar bu raddeye gelemez. Ben istisnayım belki de çünkü seni ne kadar sürede tanıdığıma bakarsak bu imkansız. Seni tanıyalı kaç ay olmasına rağmen bana yıllar gibi geliyor Minho. Sanki yıllardır hayatımdasın gibi. Ya da ben sana çok fazla anlam yükledim bilmiyorum. Çünkü ilk kez kendimi böylesine bir duygu karmaşasında buluyorum. Nasıl davranmalıyım ve ne yapmalıyım çoğu zaman bilemediğim için saçmalıyorum işte. Belki bu davranışlarım seni sıkboğaz ediyor ama elimde değil Minho, üzgünüm. Bunu söylemek beni küçük hissettiriyor ama kıskanıyorum işte. Ben sen değilim ve olamam bunun farkındayım ama insanım işte. Bazen çocukluğum tutar benim de böyle konularda. Baksana sana bir sürü arkadaşın, aradığında açıp seninle takılmaya gelecek bir sürü insan var. Bende bunlar yok Minho. Ben tek başıma büyüdüm. Ben sokakta top koşturmadım, ip atlamadım, ebelemece oynamadım ve belki bu yüzden bunları lisede yapmaya kalktım. Belki yaşayamadığım çocukluğumdan geliyordur bunlar. Çünkü yaşım kaç olursa olsun farkındayım ki ben hep böyle çocuk ruhlu olacağım. Bu şikayet ettiğim bir şey değil ve asla olmadı ama çocuk gibi davranmak da bilemiyorum. Bazı insanlar bunu itici buluyor ve ben bunu ilk duyduğum andan itibaren bu yanımı insanlara göstermeyi bıraktım. Sonra sen geldin. Beni ne olursa olsun kabul edeceğini söyledin ve ettin de. Yani şimdiye kadar. Çünkü biliyorum çekilecek insan değilim ve benden hemen sıkılman an meselesi. Hele ki bu davranışlarım varken.'

Ona öyle olmadığını söylemek istemiştim şimdi de. Jisung başıma gelmiş en güzel şeylerden birisiydi. Hatta en güzeli de oydu. Duygularımı anlatamamam tamamen benim suçumken onun benim hatam yüzünden kendinde kusur aramasından nefret etmiştim. 

Biraz o biraz ben haklıydım. Bana böylesine çıkışmaya hakkı yoktu ama ben de onu merakta bırakıp hiç haber vermemiştim ve sonuç olarak o da patlamıştı. Chan ve Changbin'i yıl içinde çok kez görmüştüm ve apayrı yerlerde olsalar bile birbirlerine bir iki kısa mesajla haber verip kaldıkları yerden devam ediyorlardı. 

Ben ona bunu bile yapmamıştım. Bir iki mesaj bile atmamıştım.

'Bilmiyorum Minho çünkü bu konuda kendimle çok çelişip duruyorum. Bir yanım haklısın diyor ama bir yanım da çocuğu biraz rahat bırak diyor. Konuşamıyorum da seninle bu konuda çünkü biliyorsun artık. Konuşmayı deneyişimin her bir seferi hüsranla sonuçlanıyor. İkimizi de yoruyor sanki bu hallerim. Gereksiz kıskançlığım, çocuksu tavırlarım, konuşamayıp sürekli yazmam ve daha birçoğu. Duygularımı sana çok fazla açıyorum aslında ama senin ne kadarını anladığın da var işin içinde. Ben seni ne kadar anlayabiliyorum onu da tam olarak bilmiyorum. Bir yol bulmak istiyorum sadece ikimiz için. Ortak bir yolumuz olsun ve birbirimizi koşulsuz şartsız anlayalım istiyorum. Lakin ne kadar düşünsem de olmuyor. Sana açtığım her bir kapının ardından bana bakmakla yetiniyorsun sanki. Seni görmeme izin vermiyormuşsun gibi hissediyorum.'

EpistleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin