8

32 5 4
                                    

İçim daralıyordu. Bir kelime bile anlatamamıştım Chan'a ama mektupları da gösteremezdim. Jisung onları bana vermişti, emanetiydi bana.

Derin bir iç çekip gözlerimi sildim. Tekrar tekrar sicim misali akan yaşlar usandırmıştı artık. Chan'ın uzattığı suyu içerken seslice nefesimi bıraktım odaya.

"Bir arkadaşım var ama aslında tanımıyorum. Adı Jisung ve bana mektuplar yazıyor."

"Kötü bir şey mi yazdı? Söyle kim üzdüyse seni döveyim."

Alaycı tavrına karşı koluna vurdum. Kolsuz tişörtle oturduğu için şap sesi çok net duyulmuştu.

"Üzüldüm ama o beni üzmedi. Chan ben konuşmada beceriksizim. Öyle şeyler yazmış ki ben ağladım. Chan ben ne zaman senin yanında ağladım?"

Omuzlarımdan tutup beni kendine çeken bedenin sıkıca sarılmasına izin verdim. İçim gidiyordu birisi sarılınca ama aklımın bir köşesinde de hep Jisung vardı.

Acaba ona böyle sarılan birileri olmuş muydu?

"Chan çok kötü hissediyorum. Bana yazdığı şeyler çok güzel ama yaşantısı bir o kadar berbat gibi görünüyor. Ona yardım etmek istiyorum."

"Kim olduğunu bilmeden ne yapabilirsin ki? Sadece mektuplarına cevap yazabilirsin. Ama ne yapmak istiyorsan onu yap. Ne yapmak istiyorsun?"

Sorduğu soruyla bakışlarım ellerimi buldu. Ne istediğimden emin değildim ama bir düşünce bu mektubu okurken beni salmamıştı. Aklımda bir tilki gibi dolanıyordu.

Sarılmak. Jisung'a sarılmak istemiştim.

"Sarılmak. Jisung'a sarılmak istedim."

Chan gülerek başımı kaldırdığında ona baktım.

"O zaman ona yaz Minho ya da ara. Ne yapmak istiyorsan onu yap, hayat kısa."

Yüzümde kalan bir iki damla yaşı da silip başımı küçük bir çocuk gibi salladım. Chan omzumdaki elini sıkıp odadan çıktığında hızlıca telefonuma sarıldım. Beklemeden yazdım Jisung'a.

minho
Jisung mektubunu okudum ve ben konuşamam
Ben yazamam da ben bunlardan anlamam ve yapamam
Ama bildiğim tek bir şey varsa o da beden dilini benden iyi kullanan yoktur
Jisung izin ver sana sarılayım
İzin ver çöllerime yağmur yağdıran bu kişiye sarılayım
İstemediğin hiçbir şeyi yapmayacağım sana yemin ederim

jisung
Yanımda Felix var
Arayabilir misin? Gerçekten senin söylediğini duymak istiyorum

Titreyen ellerimle mesaja baktım bir iki saniye. Onu arayabilirdim ama ben konuşamazdım ki. Ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum.

Ama boş verdim çünkü Chan haklıydı. Hayat kısaydı ve ben bu kısacık hayatımda bir kez olsun bir şey yapmak istemiştim.

Telefon çalarken kapı pervazında Chan belirmişti. Kollarını çaprazlamış bana bakarken birden telefon açılmıştı.

"Alo?"

Kalın bir ses duymamla telefonu kulağımdan çekip ekrana baktım. Açmıştı.

"Minho ben Felix. Jisung heyecan yaptığı için yanımda ve telefon hoparlörde. Sorun olmayacaksa bu şekilde söyle çünkü onun konuşabileceğini sanmıyorum."

"Anladım pekala. Mektubu okudum. Duygulandım ve üzüldüm. Yani acıma falan değil üzüntü onun için yanlış anlamayın sakın. Ben pek ko-"

EpistleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin