20.10.2023
Küçüktüm büyüdüm, büyümek zorunda kaldım hemde bir çok kez.
Aslında susupta anlatamamak en büyük acıdır bu dünyada ya da anlatırken ağlayacak duruma gelmek.
İnsanların diğer insanlara açtığı yaraları iyileştirmek Aslında zor da olsa kolay gelebilir bazılarına.
He daha kötüsüde insanın kendine bilerek isteyerek açtığı yarayı sarmaktır.
Bir çok kez belkide binlerce kez buna şahit oldum.
Birisi babasını kaybetmiş kendi canına kıymış, birisi sevgilisinden ayrılmış kendi canına kıymış.
Hayat Ne kadar basit bir yer birisi öldükten sonra bir daha yaşayamayacağını düşünüyorsun ama bal gibide yaşıyorsun, aynı benim yaptıgım gibi.
20.10.2015
Bugün doğum günümdü hevesli hevesli annemin yanına gidip her şey hazır mı diye soracaktım.Annemin yanına geldiğimde Eliyle saçımı okşayarak
"Annecim merak etme hazır her şey baban burada arkadaşların burada abin de gelecek."
Abim askerdeydi orada kalmak zorundaydı ama doğum günüm için gelecekti.
Gelecekti söz vermişti bana.
Diğerlerinin yanına dönmüştüm.
Arkasından bağırmaya başladım "Mozillaaaa neredesin özledim seni."
Arkasını dönüp kızgın kızgın yanıma doğru geldi.
"Kızım uzaylı gibi ne Mozilla diyip duruyorsun."
Sırtına atlayarak "Mozillasın işte sus Mozillaaa." Hızla sırtında beni yere bırakarak burnumu sıktı
"Ah canım acıdı Mozilla ne yapıyorsun."
Bir daha aynı şeyi yaparak burnumu sıktı
"Benim bir adım var bücür Mozilla demeyi kes."
Kollarımı bağlayarak yüzüne baktım "Sana Mozilla demekten adını unuttum Mozilla." Gülerek saçlarımı karıştırdı.
"De bakım Efe benim adım Efe."
Pis pis gülerek "Ne Mozilla mı?" Etrafta kovalamaya başladı.
Küçüktüm ve hoşuma gidiyordu onunla eğlenmek.
Hani bazı insanların vardır ya kahramanım diye bas bas bağırdığı insanlar, işte o kişi gerçekten Efe olabilirdi. Belki abim de olabilirdi kahramanım ki zaten öyle ama Efe onun yerini hem tamamlıyordu hemde kolayca kapatıyordu.
"Bir gün öğreneceksin bana Efe demeyi bücür."
Gözlerimi devirerek "Sende bana Naz demeyi öğreneceksin Mozilla."
Hızla yanıma gelip duraksadı "Tamam dur merak ettiğim bir şey var." Kollarını bağlayarak "Bak düzgün bir soru soracağım sana."
Kafamı sallayarak gülümsedim.
"Büyüyünce ne olacaksın?"
İşte beklediğim o soru. Seni kurtaracağım çocukluğum, seni yaşatmak için o zorlu tıp fakültesini kazanacaktım. Zordu ama imkansız değildi.
Omuzlarımı dikleştirerek sert bir bakış attım
"Doktor olacağım, Mozilladan Efe'den dönderecegim seni ve abime bir şey olursa onu kurtaracağım ama benim abime hiç bir şey olmaz." Yüzümü ona yaklaştırarak
"Sen ne olacaksın Mozilla." Gülerek saçlarımı karıştırdı.
"Ben böyle komandolar gibi asker olmak istiyorum seni herkesten korurum." Dilimi çıkartarak
"Ben kendimi korurum Mozilla ama çok istiyorsan sen bilirsin yani." Gülerek kafasını diğer tarafa çevirdi.
Herkes bir anda sessizliğe bürünmüştü. Lambalar kapandı ve annemin elindeki pastanın ışığıyla yanımıza doğru yürüdüğünü gördüm.
Pastayı bana yaklaştırarak "Annecim hadi dilek tut."
"Abimi bekleseydik keşke" diyerek bir serzenişte bulunmuştum
Abim daha gelmemişti ama çok geç olmuştu yapmak zorundaydık.
Gözlerimi kapatarak dilek tuttum ardından mumları üfledim yaşım kadar mum vardı 15 tane.
Efe yanıma gelerek saçlarımı karıştırdı "Doğum günün kutlu olsun bücür."
Minik bir gülümsemeyle "Eyvallah Mozilla."
Pastayı yerken kapı çalmıştı. Abimin geldiğini düşünerek yerimde zıplamaya başlamıştım "Anne geldi galiba."
annem hızla kapıyı açmaya gittiğinde bir çığlık koparmıştı.
Ne olduğunu anlamamıştım hızla yanına gittiğimde dışarıda asker abiler vardı.
Abimimi getirmişlerdi yaşasın.
Anneme kafamı çevirdiğim de "Anne neden ağlıyorsun abimi getirmişler."
Annem ellerini uzatarak ellerimi tuttu daha çok ağlamaya başladı.
Ne yani işi mi uzamıştı neden gelmemişti söz vermişti bana.
Efe yanıma gülerek geldiği sırada suratındaki gülümseme solmuştu.
Neydi onları bu hale getiren.
Asker abiler den biri yanıma gelerek eliyle yüzümü tuttu
"Abicim abin gelemedi bir daha gelemeyecek." Ne, neden?
"Niye gelemiyor işi mi çok uzadı asker abi." Gözünden bir damla yaş düşmüştü.
"Yok hiç gelemeyecek bir şey söyleyeceğim sana şimdi ama ağlamayacaksın üzülmeyeceksin." Korkmaya başlamıştım o an öyle söylediği zaman ağlayacağım dan yüzde yüz emindim.
"Abin öldü abicim." Ne tepki verirlerdi bu zamanlarda yada çığlık mı atılırdı? abim yokmuydu artık abisiz mi kalmıştım.
Anneme kafamı çevirerek "Anne ama söz vermişti sözünü tutar abim, gelmedi gelmicekmiş ölmüş niye gelmedi anne." Gözlerimden yaşlar süzülüyordu.
Efe kolumdan tutarak kafamı göğsüne yaslattı.
"Duydun mu Efe abim gelemeyecekmiş bir daha." Kafamı göğsüne bastırıyordu oda ağlamamaya çalışıyor gibiydi.
"Ağlama güzelim niye ağlıyorsun abin ne kadar isterdi bunun olmasını." Daha çok ağlamıştım.
"İstemiştir demi." Kafasını salladı gözleri dolu dolu.
"Ayrıca ölmedi o, şehit oldu insanlar ne kadar isterler bunu unuttun mu bücür sakın üzülme." Gözlerim dolu dolu gülümseyerek kafamı salladım.
Herşeyin başladığı yer, herşeyin oluştuğu yer.
Ben artık büyümüştüm artık neyin ne olduğunu anlayacak yaştaydım.
Sadece özlüyorum onu o kadar.
Ama insanlar çok isterler onu (Şehitliği) o yüzden mutlu oluyorum düşündükçe...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yara İzi
Teen Fiction"Alışkınız oysaki ikimizde kan kokusuna." Bir şey farketmiyordu artık o ölüyordu ben ise iyileştiriyordum. Tek bir istek vardı içimde onun kendine açtığı yarayı asla sarmamak ne yaralansın nede bir şey olsun...