31. Bölüm

463 39 12
                                    

          "Geri gelmesi mümkün olmayan
                       Hatırlanmamalı."
                                     - Nazım Hikmet -

...
Bir söz vardır bilir misiniz bilmem

"Bir yalana denk gelmesin insan.
Sonra binlerce doğruyu,
Sorgulamak zorunda kalıyor."

Önceden olsa aklım bile giderdi o doğruyu bulana kadar.

Ama bir şeyler değişmişti, artık doğrular direk benim ayağıma geliyordu.

Bu sefer asla bilmek istemeyeceğim doğrular bunlar aslında.

Acı verici, can yakıcı ve en kötüsü de, bir daha asla bir yanlış ya da bir doğruya kapılıp gitmeyeceğim gerçeği.  

Tek gerçeklerim vardı oda benim için canını bile verebilecek olan kişiydi.

Çağan Efe Ak.

...
Eğlenirken bir arada duraksamıştım.

Öyle bir dalıp gitmiştim, niye daldım neden böyle oldum bilmiyorum ama arada böyle düşünmek insanın aklını başına getiriyor.

Damlanın omzuma dokunmasıyla kafamı ona çevirmiştim .

"Ne oldu, ruhun çekildi sanki bir anda." Buruk bir tebessümle

"Hiç öyle aklıma bir şey geldi" geceye döndüm hemen ardından "Uyuyalım mı artık yarın bir anca gitmek istiyorum." Damlalar kafasını salladı.

O sırada gecenin aklına bir şey gelmiş gibi elini kaldırdı "Size bir şey söyleyeceğim ama Tuana sakın şey olma" dedi tedirgin olur gibi.

"Ne olma?" Dedim merakla.

"Yarın Çağan bizi götürürken o yoldan geçeceğiz bıçaklandığın yoldan, sanırım bir kaç kişi daha varmış siz arabada otururken biz alıp geleceğiz" dedim kafasını eğip hemen ardından bize bakarak.

"Olsun en fazla ne olabilir ki, bıçaklanmamdan daha fena." Dedim gülümseyerek.

Damla sırtımı sıvazlayarak "Hadi yat dinlen" kulağıma eğilerek "Sen Çağanı takma hastalarına bakacaksın elbet." Dedi gülümseyerek

Gülümsemesine karşılık olarak tebessüm ettim.

Hemen sonrada yatağa uzandım.

Aradan 5 dakika bile geçmeden uykuya dalmışım zaten o yorgunlukla.

Ve bir soru daha

Hayatınız da değer verip de o değeri boşa çıkaranınız oldu mu hiç?

...
Gözlerimi açtığımda karşımda duran Çağanı gördüm gülümseyerek diğer tarafa döndüm.

Elini saçıma götürerek "Sihir üflemesi yaptım uyan diye." Dedi sırıtarak.

"Çağan" dedim sessiz bir tonda "Yaralarım olduğu gibi hala" diyerek doğruldum biraz.

Elini bileğimde olan yaraya götürdü, dudağına doğru götürerek öpücük kondurdu.

"Söz verdim bir kere, yapmazsam olmaz." Dedi gülümseyerek.

"Biliyor musun?" Dedim kafamı eğerek "Bu yaralar kendiliğinden oluştu" ufak bir tebessüm ettim "Çağan" dedim elini tutarak "Sen gelmeden 1 yıl önce kanser teşhisi koyuldu bana."

Çağan tedirginlikle biraz daha yaklaştı bana "Niye söylemedin Naz" dedi korkuyla.

"Geçti" dedim gözlerine bakarak "Yaraların izleri geçmez dediler" mahcubiyetle salladım kafamı "Böyle kötü gözüküyorlar işte." Dedim tekrardan gülerek.

Yara İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin