"Aklım fikrim sende, senin gelişinde
seni ne zaman göreceğim de,
seni nasıl göreceğim de,
beni görür görmez ne diyeceğinde."
- Nazım Hikmet -...
Sedye geldiğinde görevliler yavaş bir şekilde askeri sedyeye koymuşlardı.
Tam damlanın arkasından gidecekken kolumda bir el hissettim.
Anlamsız gözlerle yüzüme bakıyordu komutanlarıydı, yani murat denilen asker öyle söylemişti.
"Doktor, iyileşecek değil mi?" Sert ve oldukça düz bir sesi vardı.
"Onun için gidiyorum zaten izninizle." Elini kolumdan yavaşça bırakıp gitmeme izin verdi.
Hızla merdivenlerden çıkıp onlara yetişmeye çalıştım.
Çok mühim bir yarası yoktu askerin ama oldukça kan kaybetmişti ve enfeksiyon riski vardı.
Tam asansörden indikleri sırada bende karşılarına çıkmıştım.
"Damla sen mi gireceksin ben mi gireyim pek bir şey yok zaten." Damla gülümseyerek kafasını öne eğip tekrar kaldırdı
"Sorun yok ben yaparım, çok kan kaybetti gidelim hemen hadi hızlı." Sedyeye hızla ameliyathaneye sürdüler.
Ellerim kan kaplıydı, kısa bir sürede elimi koymuştum yarasına ama oldukça kan kaybetmişti.
Aşağıya inip ellerimi yıkayacaktım.
Merdivenlerden inerken murat askeri görmüştüm elimdeki kanları görünce korkmuş olacak ki hızla yanıma geldi.
"Doktor hanım o elleriniz nedir iyi demi." Gülümseyerek kafamı salladım.
Bir yandan da diğer askerlerin yanlarına yürüyorduk.
Komutanları duvara yaşlanmış dik dik yüzüme bakıyordu. Keskin bakışları vardı asker olduğundan dolayı olsa gerek.
O keskin bakıyordu bende kesiyordum aynı şeyler aslında.
"İzninizle ben ellerimi yıkayayım oldukça kötü duruyor sizde kötü düşünmeyin artık."
"Allah razı olsun tekrardan doktor hanım." Problem değil der gibi kafamı salladım.
Ellerimi yıkayıp koridora geri çıktım.
Sürekli saate bakıyordum 1 saat içinde çıkmaları gerekiyor normalde, hatta daha erken bile olabilir ciddi bir şey yoktu çünkü.
Askerlerin tarafına gidiyordum bir işim vardı.
Ama ben oradan ne zaman geçsem korkulu gözlerle yüzüme bakıyorlardı.
Arkadan bir doktor hızla yanıma gelerek
"Tuana damla seni çağırıyor." Komutan yüzüme daha ciddi bakmaya başladı neden böyle baktığına anlam verememiştim.
Askerini öldürüceğimi falan sanıyor herhalde.
Hızla yukarıya çıkarak damlanın yanına gittim.
Asker odada yatıyordu, uyur diye düşünmüştüm ama gözleri açık saate bakıp duruyordu.
Damla yanıma gelerek "Ay manyak be bu narkoz bile yaptırmadı kendine deli."
Asker çocuk arkadan bağırarak "Duyuyorum sizi doktor hanım alışkınım ben hem ayrıca Murat'ım nerede."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yara İzi
Teen Fiction"Alışkınız oysaki ikimizde kan kokusuna." Bir şey farketmiyordu artık o ölüyordu ben ise iyileştiriyordum. Tek bir istek vardı içimde onun kendine açtığı yarayı asla sarmamak ne yaralansın nede bir şey olsun...