22. Bölüm- Anka Kuşları (Sezon Finali)

2.1K 81 63
                                    

Selam!
Ben geldim! Nasılsınız?

Bomba gibi bir bölüm oldu. Her anlamda.

Oy sınırı ve yorum sınırı yok. Gerekçesi açıklamada zaten.

Sizleri seviyorum. Allah'a emanet olun. Keyifli okumalar...

________________________________________________________

"Geceye ay düşer, aklıma gözlerin. Bu nasıl özlemek?"

Flashback

Bayram ziyareti için köye babaannemlere gelmiştik. Kuzenlerimle ortalıkla koşuşturuyorduk. Saklambaç oynarken gözüm tavuk ailesine takıldı. Annesi bir civcivi kovalıyordu. Sessizce yanlarına yaklaştım. Anne tavuk arkasındaki yavruyu umursamdan gitmişti. Uzanıp avucuma aldım.

Bana dikkatle bakan siyah civcivin tüylerini okşarken omzuma değen elle yanıma baktım. Amcam gelmişti yanıma.

-Yağmur Hanım tanışmışsın benim ufaklıkla.

-Adı ne?

-Sana benziyor diye Dolu koydum.

-Benim adım dolu değil ki.

-E boş da değilsin fıstık!

Gülümsedim amcama. Kendisi ziraat mühendisi genç bir adamdı. Çok hayrandım amcama. Benimle hep oyun oynardı. O elzem ana kadar en azından.

-Amca, annesi neden onu istemedi?

-O tavuk onun annesi değil. O civciv kuluçka makinesinden çıktı.

Anlamasam da amcamı mangala çağıran dedemden dolayı merakımı dizginledim.

Çok geçmeden sofrada hazır olunca ellerimi yıkamaya gittim. Geldiğimde sadece babamın yanı boştu. Oturacakken o gür sesini duydum.

-Git annenle otur.

Sessizce annemin yanına geçip önüme döndüm. Aklıma amcamın daha demin anlattığı civciv gelmişti. Büyük bir buluş yapmışcasına anneme döndüm.

-Anne ben de mi kuluçka makinesinden çıktım?

Sorumu anlayan amcam uzanıp beni kucağına alırken yüksek çıkan sesimden dolayı herkes bana bakıyordu. Soruma anlam vermeye çalışıyorlardı.

-Bazen bazı savaşçılar tek başınadır prenses. Senin gibi. Hiç pes etme.

Başımı belli belirsiz sallayıp önüme döndüm. Dakikalar sonra sofra toparlanırken ağacın altında unuttuğum civcive bakmak için koştum. Amcamın ve babamın sesleri ile duraksadım. Depoda konuşuyorlardı.

-Abi! O da senin kızın! Küçük ve yaralı kızın.

-Istemedim. Siz zorladınız.

-En çok da onun için pişmanım zaten. 7 yaşına girdi. Hiç mi sevemedin onu? Hiç mi babası gibi hissedemedin?

-Hissedemedim.

-Abi 2 sene önce onu öyle o halde görünce hiç mi onu pamuklara sarmak, korumak istemedin? Ne hissettin?

-Delirecek gibi oldum. Ona o pis ellerini değdirmişlerdi. Video boyunca baba diye ağlamıştı. Benim yüzümden.

-Peki senin için ağladığı diğer o anlar.

-Ben kızımdan nefret etmiyorum Kadir! Sadece... Yüsra gibi değil. Ne bileyim dümdüz bir kız çocuğu.

-Dümdüz bir kız çocuğu değil abi! Senin kızın! Göz bebeği titriyor sana bakarken. Ilgine aç sevgine muhtaç. Daha açmamış küçücük bir çiçek. Susuz hayata devam etmeye çalışıyor.

NEFER (Askeri Kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin