17 - Zaman

6.7K 715 378
                                    

yemin ederim tüm satır arası yorumlarda olacağım.

tekrar oku üstte ki yazıyı

bende seni seviyorum askimm💘💘

" Nasıl biri? Kendini beğenmiş değildir umarım! Gitmesek mi ya? Hiç içime sinmiyor... "

Ceketimi giyerken dediklerini umursamadan arkasına geçtim ve sandalyesini ilerleterek evden çıkardım. Kapıyı kilitlediğimden emin olarak asansörü çağırdım.

" Abla ya- "

Sesini kesen Hatice teyzelerin kapısının açılmasıydı. Kafamı çevirdiğimde bir çocuk içeriden çıktı ve kapının önünde gülerek yüzüme baktı. Anlamayarak kaşlarımı kaldırdım.

" Ba-ba! An-ne! " diyerek tekrar güldüğünde yeni çıktığı belli olan ön dişleri gözüme çarpmıştı. Elini ağzına götürerek salyaları ile kaplarken gözlerimi çektim.

Çocuk yapmak mı? Bu görüntüden sonra tövbe.

" Toprak abinin kızı, ismi Alya. " diyerek kafasını çeviren Pamir ile asansör kapısı açılmıştı.

Kafamı kaldırmadan arabasını ilerletmeye adım atarken, " Toprak kim? " diye sordum.

" Abla!- "

" Toprak şuan ayağını ezdiğin kişi. "

İki ses aynı anda yükseldiğinde kafamı kaldırdım. Biri tanıdık, biri çok yabancıydı. Arabanın neden durduğu ve uğraştığım şeyin aslında görmediğim bir ayak olmasıydı.

" Böyle iyi gibisin ama ben değilim. Geri çekecek misin? " diyerek alayla bana bakan adama kaşlarımı çatarak baktıktan sonra sandalyeyi hafifçe kendime çektim. Rahatlamış bir yüz ifadesi ile asansörden çıktığında beklemeden içeriye girdim. " Önemli değil, canım ya! Alt tarafı ayağımı ezdin, ne özürü? "

Arkamdan iğleneleyici bir şekilde yükselen sesi ile kapanan kapının ardından göz devirdim. Sabah sabah, Yarabbim.

" Ya gerçekten, neden özür dilemedin abla? Ayıp oldu adama, ya! " diye gülmemeye çalışan Pamir'e döndüm.

" Ayağını çekebilirdi. Direkt üzerine çıkmamıştım, amacı belli. " dediğimde merakla kafasını çevirdi.

" Ne diyorsun, abla ya? "

" Pamir, kafanı hafif eğsen görürsün. Adamın ayağının üzerine çıkmamıştım. Ayrıca direkt kapının dibinde değildim, benim geldiğimi görmüş. Ne diye atlıyor? " dediğimde gözleri hafifçe açıldı.

" Sana yürümeye mi çalışıcaktı? " dedi hayretle. Omuz silktim.

" Aurası öyle bir hava verdi, günahını almayalım. " dediğimde hayretle önüne döndü.

" Yani, Toprak abide... Hem evli, hem kızı var. Bir de, psikiyatri doktoruymuş! Hatice teyze gibi bir kadından, çapkın bir çocuk... Ne bileyim, ya. Aman, bizene! " diyerek sustuğunda kapılar açılırken gülüyordum.

" Merhaba, yine ben! "

Şaşkınca kafamı kardeşimin yüzünden kaldırdım. Karşımda 32 diş sırıtan, yukarı da ki adamdı. Toprak ama Çapkın olan.

155 imdat - Ailem - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin