merhaba arkadaslar biz geldik part2 ile! cihaz degistirdim, yanlislarimi kontrol ederim ama gözden kacirdigim olursa haber verin sizinle duzenleyelim.
keyifli okumalar. satır arası yorumlarda buluşalım!
( küçük bir not, olaylara hakim olabilmek için 30. bölümden başlayarak tekrar ediniz. )
♡
Korku.
İnsanlara yapmak istemediği her şeyi yaptıran büyük duyguydu, kendisi.
Kaybetme korkusu. Yaptırmayacağı hiç bir şey yoktu. Zaten bu hayatta hepimizin başına bu korku yüzünden bir şeyler gelmedi mi? Anne ve babamı, kaybetme korkumun verdiği duygular yüzünden kaybetmiştim. Bir kişiyi daha bu duygu yüzünden kaybedemezdim.
Çağlayan ailesi, başımıza gelenlerde bir suçu var mıydı? Bilmiyordum. Lakin suçu olmayan birileri varsa da: bizdik. Küçüklerdi.
Yıllar önce her ne olduysa, bir şey düzeni bozmuştu. Karmaşık bir dünyaya düşmüştük.
Ailem öz değildi. Pamir kardeşim değildi. Annem ve babam, öz değildi. Biyolojik anne ve babam, ayrılmıştı.
Ve her şey, bir kişinin yüzünden olmuştu. İlyas Akçay. Bu adam, bir mîlâdı gerçekleştirmişti.
" Her şey tamam. İyi eğlenceler! " Gülümseyerek teşekkür etmiş ve telefonu kapatmıştım. Saçlarımı yapan kadının aynadan bana baktığını fark ettiğim de tek kaşımı kaldırarak sorgularcasına baktım.
" Saçlarınızın kırıklarını almamızı istemediğinize emin misiniz? " Sabahtan beri söylediği şeyi tekrarladığında yine reddettim.
" Daha uygun bir vakitte düşünüceğim. " Kadın-hakkı varmış gibi- hoşnutsuzlukla işine devam etti.
" Bu tırnaklar zorunlu mu? " diyerek sitemli bir şekilde yanımda ki Ahsen Çağlayan'a baktım. Yüzünde ki maskesine olan bakışları ayna da bana döndü.
" Evet. Zarif bir görüntün olmalı ki, insanlar sana daha çok hayran kalsın. " Oflamamak için zor tuttum kendimi. Memmun olmamış bir şekilde ellerim ile ilgilenen kadına baktım.
" Fazla uzun olmasın. " Zorlanmak istemiyordum. Kadın beni onaylayarak işine devam etti. Bu sefer gözlerim ayaklarımla ilgilenen kadına döndü.
Çığlık atsam, abartmış olmazdım. Sıkıcıydı.
Çok sıkıcıydı.Ahsen Hanım, sabahın köründe bizi ayağa dikmişti. Bugün, basın toplantısı vardı. Her şey yolunda ilerlemişti bugüne kadar. Güzel geçen bir kaç gün, birbirimize biraz alışmamızı sağlamıştı. Artık eskiye nazaran, konuşurken biraz samimi davranıyorduk.
Kısacası öğlene doğru Ahsen Hanım beni peşine takmış ve güzellik salonuna kendimizi kapatmamızı sağlamıştı. Sıkılsam da, onunla vakit geçirmek güzel olabiliyordu. Ne olursa olsun neşeli bir kadındı.
" Elbisen ne zaman geliyormuş? " Ahsen Hanım'n sorduğu soru ile gözlerimi ona çevirdim.
" Tahmini bi' 10 dakikaya gelir. " dediğimde iç çekerek başını salladı.
" Makyajdan önce giyineceğiz. Ona göre uygun bir şeyler yapılacak. " Sessiz kalarak onayladım. Benim için fark etmiyordu.
Gözlerimi salonda gezdirirken yarım saat önce Ahsen Hanımın 'arkadaşım ve kızı ' diyerek bombayı ilk olarak onlara patlattığı insanlarla göz göze geldim. 2 kadında kumraldı. Gözlerime dikkatle bakan kıza yalandan bir tebessüm atarak önüme döndüm. Analı kızlı fazla samimiyetsizlerdi. Vıcık vıcık sidik yarışı kokusu almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
155 imdat - Ailem -
Novela Juvenil" Merhaba, ben Pelin Akçay. Başkomiser Pelin Akçay. Memnun oldum. " Pelin ebeveynlerinin ani ölümü sonrasında, yas tutmaya bile vakit bulamamıştı... Hayatını akademik kariyeri ve kardeşine ayırarak, kendisini bile düşünmeden bir rutin üzerine oturt...