Pelin sahneleri yazarken aklima Uzi'nin ' Kendim icin degil ailem icin iyiyim ' dedigi sarki caliyor la
Not ; Uzi dinlemem, ama editler sayesinde biliyorum lxşwöxpwödğwödğ
♡
Sinama salonundan çıkarken bir yandan aralarında filmin kritiğini yapan ikiliyi dinliyordum.
" Ya ben sonunu hiç sevmedim. O uzaylılar nasıl bir anda öldü? O kadar şey oldu, bir anda öldüler. " diye sitem eden Pamir ile Araf onu onaylamıştı.
" Tatmin edici bir son değildi. Ama son kısımda oğluyla sarıldı ya, o arası çok duygusal işlenmiş. Beğendim. "
Sıkılgan bir nefes verdiğimde az önce çöp atmaya giden Ayaz yanıma yanaşmıştı. Hâlâ susmayan ikiliye gülümsemiş, " Baya iyi anlaştılar. " demişti bana. Ona ters bir bakış attım.
Neden kimse beni anlamıyordu? Ayaz'ın anlamasını beklerdim. Çocuk şubedeydi, beni en iyi o anlardı ama anlamıyordu. Kimse demiyordu, bu çocuk bir şey bilmiyor kızı zora sokmayalım diye. Hepsi aptaldı.
" 2. filmi çıkıcakmış diyorlar ama pek merak etmiyorum. Açıkçası tam yerinde bitirdiler, uzatmanın ne anlamı var ki? "
Araf'ın dedikleri ile Pamir sandalyesini döndürmüş asansörün önünde durmuştu.
" Doğru diyorsun, Araf abi. Tadında kalmalı her şey. " dediğinde, Araf ona 'abi' demesi ile gülümsemiş bana koca gözlerle bakmıştı.
Ona kısa bir bakış atarak Pamir'in arkasına geçtim. Gelen asansör ile sandalyesini yerleştirerek otopark katına bastım.
" Teşekkürler, görüşürüz. " dedim kısaca. Ama beni cevaplamamış ikisi de asansöre binmişti.
Kuduyordum. Gerçekten sinirden kuduruyordum. Az kalmıştı. Patlayacak hepsini dövecektim!
" Eve mi gidiyorsunuz? " diye sordu Araf merakla bana bakarken. Ona dik dik bakarak başımı salladım. " Araban vardır sanırım? Yoksa bırakalım? " diye ilgiyle konuştuğunda cevaplamadım.
" Teşekkürler, Araf abi. Ama arabamız var. " dedi Pamir kibarca gülerek. Sabırla asansörün durmasını bekledim.
Durduğunda açılan kapıyla önce onlar çıkmıştı. Sandalyeyi iterek ilerledim. Arkamdan geldiklerini hissettiğimde durdum. Pamir'e doğru eğildim.
" İki dakikaya geliyorum. " dediğimde merakla dönsede bir şey demeden başını salladı. Onu bırakarak arkamı döndüm ve durmamla durmuş ikiliye ilerledim.
Merakla gelişime bakarlarken yanlarında durdum ve iç çektim. Sakin olacaktım.
" Derdiniz ne sizin? "
" Anlamadım? " diye kafa karılıklığı ile konuşan Ayaz ile sinir bozucu şekilde sırıttım.
" Önce kardeşleriniz, şimdi siz. Deliretecek misiniz ulan siz beni? " diye yükseldiğimde arkama kısa bir bakış atarak sakinleşmeye çalıştım. " Bakın, sabrımın kıyılarında geziyorsunuz. Gerçekten sabrımın kıyılarında. "
Kendimi zor tuttuğumu salak olsa anlardı. Bunlar anlamıyordu. İkisi de boş boş bakıyordu.
Dudaklarımı ısırarak işaret parmağımı ikisine doğru salladım.
" Benim bir aileye ihtiyacım yok. Kardeşimden ve benden uzak durun. Yeter! Bir daha ki sefere bu kadar sakin olmam. " dedim sesimi kısık tutarak. Araf nefes vererek bir adım attı.
" Pelin, sen bizi yanlış anladın- "
" Kes. " dedim sözünü sertçe keserek. Tahammül edemiyordum. Sinirlerim bozulmuştu artık. " Sizi ilk ve son kez uyarıyorum! Sularıma yaklaşmayın, hepinizi boğarım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
155 imdat - Ailem -
Ficção Adolescente" Merhaba, ben Pelin Akçay. Başkomiser Pelin Akçay. Memnun oldum. " Pelin ebeveynlerinin ani ölümü sonrasında, yas tutmaya bile vakit bulamamıştı... Hayatını akademik kariyeri ve kardeşine ayırarak, kendisini bile düşünmeden bir rutin üzerine oturt...