31 - Hayat Oyunu ( P1 )

3K 335 40
                                    

bu bölüm part1, kafanızda ki tüm yapboz tamamlanacak. Her şey ama her şey. O yüzden bölüm azıııcık uzun geldiği için 2 parçaya böldüm.

Keyifli okumalar, satır aralarında buluşalım!

Yaklaşık 3 ay önce toplantı arasında elime tutuşturulan telefon ile hayatımın şokunu yaşamıştım. Ailemin aslında gerçek ailem olmadığını, anne-baba dediğim insanların başka bir çocukları olduğunu ama onunda öldüğünü öğrenmiştim.

Bu olayı kurgulayan kadını hırpalamış ve gerektiği cezayı almasını sağlamıştım. Bitmemişti.

Kurgunun yazarı olan, öz dedemdi. Biyolojik annemin babası, Alpaslan Soydan. Onunda hakkından gelmiş, gerekeni yapmıştım. Yine bitmemişti.

Hastanede şüphelendiğim hemşire ile konuşmuştum. O arviş nasıl yanmıştı? Tabii ki içeride bir yardımcı vardı! Her şeyi sonlandıracak olan aptal bir casus, aslında her şeyi başlatan kişi olmuştu ve kendi hayatına son vermişti. Bitmemişti.

Yine ve yine, olay büyümüştü.

Bam, bir kaza geçirmiştim. Anne ve babamın ölümüne sebep olan şekilde bir kaza... Nasıl olurdu? Bu bir tesadüf müydü? Değildi. Kurgunun asıl yazarı, gizliydi. Kendini gizleyen biriydi. Ben onu bulmuştum ve hikaye biyolojik babamın ortaya çıkması ile bir çıkmaza girmişti.

Bitmemişti, daha çok arap saçına dönmüştü.

Öz olmayan 2 çocuk, farklı aileler, karıştılaran bebek, ihanetler, aldatmalar, ölümler... Her şey olmuştu. Tüm oyun baştan yazılmıştı. Kurgunun asıl sahibi, bambaşka biriydi.

Öz kan sahibiydi. Baba dediğim adamın abisi, kardeşim dediğim çocuğun öz babasıydı. Ve bu hikayenin başlığını atan kişi, annemdi.

Kübra Akçay.

Kübra Akçay öyle bir oyun oynamıştı ki hem kendi ölümüne sebep olmuş, hem de herkesi bir çıkmaza sürüklemişti. Ölmüştü ve herkes dibe batmıştı.

Pamir Akçay bir intikam uğruna doğmuştu. Planlanmayan, bilinmeyen bir intikam uğruna. Pelin Akçay bir oyun uğruna ailesinden koparılmıştı. Oyun, güncellenmişti. Pelin Akçay, mükemmel bir hayat yaşamıştı. Ve hayatı tek kurşunla tepetaklak olmuştu.

Hayatı yalandı ama güzeldi. Kime göre, neye göre?

" Biz girerdik sorguya komiserim. İzinlisiniz gelmenize gerek yoktu- "

" Bu dava benim. Karışma, hazırla sorgu odasını. " dedim kemerimi elime alarak. Karşımda ki kız kafasını sallayarak odadan çıkarken masama ilerledim. Gelirken getirdiğim dosyaları hızla ayırdım. Tek tek hepsini ayırarak içinden lazım olanları kenarıya çektim. Diğerlerini kitaplığa yerleştirerek sandalyemi çektim.

Özlediğim masama uzun uzun baktım. 1 aydır özlemiştim resmen. Kullanamamıştım iznimi ama olsun. İstediğim an kullanırdım. Şuan bu odayı özlediğimi fark etmiştim. Mesleğimi yapmayı özlemiştim.

Önümde ki kemeri elime alarak ayaklandım ve belime geçirdim. Çekmecemin kilidini açarak silahımı aldım ve belime sabitledim. Telsizimi de yerine sabitleyerek kemeri sıkıştırdım.

155 imdat - Ailem - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin