yeniden

558 35 10
                                    

" artık hiç bir yara, Çağanı öldüremezdi. Çünkü nazı onu iyi edeceğine söz vermişti. Dönmüştü... "

Çağan efe tiryaki'den:
Kan verip bahçeye çıkmıştım. Tuana 2 saat sonra haber vereceğini söylemişti. Yağız yanıma gelip meyve suyu getirdi.

"Al bunu iç, tansiyonun düşer"
Alıp meyvesuyuyu içmeye başladım.
"Neler oluyo sana?" Dedi yağız.
Kafamı ona çevirmeden konuşmaya başladım.
"Bence... " derin nefes aldım.
"Bence sonum geliyor" Bunu dediğinde yağız bana bakmıştı.
"Sakın böyle konuşma"

2 saat sonra

Tuana'nın çağırması ile odasına gitmiştik. Yüzü bembeyazdı.
"Oturun" Dedi yavaşça.
Yağız ile birbirimize bakıp oturduk.

"Noldu?" Dedi yağız.
Yutkundu.
"Sonuçlar çok kötü" yüzümüze bakmıyordu. Birden göz yaşı düştü.
Yutkunamadım.
"Kanser.. kanser olabilirsin" Dedi bana bakarak.
Haraket edemedim o an.
"Ne!?" Dedi yağız ayağı kalkarak.

"Ne demek kanser?"
Yağıza baktım. Yavaşça oturdu.
"Bir kaç test daha yapmamız lazım, ama.. büyük ihtimalle öyle" Bunu derken gözlerinden yaşlar akıyordu yavaşça.
Ben ise tepkisiz buz gibi bakıyordum etrafıma.

"Ne testi? Yapalım hemen"dedi yağız.
"Gelin" diyip Ayağı kalktı tuana.
Arkasından gittik.
Bir laboratuvara girdik

Test işlemeleri yapıldı.

"Akşam geri gelin" diyip hemen yanımızdan gitti.
Yağızın gözleri dolmuştu.
"İnşallah değildir"
Kafamı salladım.

Eve gelmemizin üzerinden 4 saat geçmişti.
"Hadi yağız" diyince hemen ayaklandı.
"Gidelim"

Arabaya bindik. Yağız çok hızlıydı.
"Sakın ol" dedim Sakince.
Bana bir kaç saniye bakıp önüne döndü.
"Olamıyorum. Sana bir şey olamaz anladın mi?" Cevap vermedim.

Hastaneye girmiştik. Hemen tuana'nın odasına gittik. Kapıyı çalıp içeri girince tuana'nın ağladığını gördük.
O an anlamıştık ikimizde.
Yavaşça oturduk.

"Tuana? Niye ağlıyorsun" dedi yağız.
Kafasını kaldırıp bana baktı. Kızarmış gözleri ile.
"Çağan, Çağan durumun berbat! Kan değerlerin çok düşük! Ayrıca kanserin yani tümörün kötü huylu! Acilen bir şeyler yapmamız gerekiyor, yoksa" diyip sustu.

"Gerek yok" diyince tuana ve Yağız aynı anda 'ne?' Dedi.
"Abi saçmalama! Ne diyorsun sen?!" Dedi ayağı kalkarak.
"İstemiyorum yağız. Tedavi olmak istemiyorum" dedim gözlerinin içine bakarak.
"Olacaksın amınakoyayım! Olacaksın!" Diyip hızla odadan çıktı.
Başımı ellerimin arasına alıp ofladım.

"Ne demek bu? Ne demek olmayacağım?"
Kafamı kaldırıp tuanaya baktım.
"Basbaya işte. Yaşamaya pek hevesim yok zaten" diyip Ayağı kalktım. Ayağı kalktı.
Tam kapıyı açacakken titreyen sesi ile konuştu.

"Bıktım ben. Daha ne kadar uzeceksin beni? Daha ne kadar senin yüzünden ağlayacağım ben?"
Arkamı dönmedim. Dolu gözlerim ile hızla çıktım.

Şuan saat gecenin 2'siydi. Ucurum kenarına gelmiştim. Öylece simsiyah denizi seyrediyordum. Kolumdaki acıyı bile unutmuştum.

Kendi kendime şarkı mırıldanmaya başladım.

"Sensizlik beni böyle yensin mi? Tek başıma yollarda beni böyle bulsun mu?"

Sözümü bitirmeden gelen ses ile kafamı çevirdim.

"Hayır olamaz " Naz.
"Ne işin var varda?" Diyerek hızla ayağı kalktım.
"Hastaneden dönüyordum" diyip yanıma oturdu. Yavaşça yanına oturdum.
Manzaraya bakarak konuşmaya başladı.

"Sensizlik beni böyle yensin mi? Tek başıma yollarda beni böyle bulsun mu? Hayır olamaz" Cevap verecekken konuştu.
"Yalanlar, yalanlar söyledin. Beni hiç haketmedin" Dedi gözlerime bakarak.
Cevap veremedim.

"Sen o kazadan Sonra gittin ve ben yıkıldım. 1 buçuk sene yuruyemedim. Üzüldüğüm şey senin beni bırakmandı"

Ben ona bakıyordum. O ise denize.
"Seni öyle göremezdim. Kendime vurmaya kalktım. Yağız engel oldu. Seni öyle görmek zaten benim için ölüm olurdu. Seni benden alan motora 3 sene boyunca her gün bindim. Seni nasıl aldıysa, benide alsın diye"

Tuana gözlerime baktı.
"Tedavi edicem seni. İyilesmen gerek" Göz yaşları düştü.
"Yapamam tuana. Benim yaşamım senin elindeydi zaten. Biz böyle olduk ve benim hayatım bitti. Artık yaşasam ne olur yaşamasam ne olur?"
Ayağı kalktı. Ayağı kalktım.
Bağırmaya başladı.

"Ne mi olur!? Biterim! Anlıyor musun?! Ölürüm! Dayanamam kendimi vururum! Ve bu sefer üzülenler yağız ve alisa olur! Onlar bizim için herşeyi yaparken, biz bunu onlara yapamayız! Anlıyor musun Çağan!? yapamayız!"

"İstemiyorum tuana! Sen beni sevmedikçe benim yaşama hevesim olur mu sanıyorsun? Ben bittim! Ben öldüm! Benim yaşadıklarımı sadece yağız gördü! Sen bilmiyorsun!"

"Ben senin için her gün ölmek için dua ettim!" Dedi hıçkırarak. İkimizde ağlıyorduk.

"Beni mahvettin Sen! Ben ölmek için dua ettim! Olmadı! Şimdi karşıma geçmiş ölücem diyorsun! Ben bıktım artık!" Dedu yere comelerek.
Ağlayışı beni mahvetti o an.
Yere çöktüm yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Neolur ağlama. Yalvarırım" Göz yaşı elime düştü. Konuşacakken dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Yıllar sonra öpmek.. şuan ölebilirdim işte.
Naz Göz yaşları içinde Karşılık vermişti.
Göz yaşları dudaklarıma akıyordu.
Yavaşça geri çekilip alnını alnıma yasladım.

"Neolur ölme efe"

YA SIZE ÖLÜRÜM BEN
BIRBIRLERI ICIN AGLARLARMISS YAA

OY VERMEYI VE YORUMLAMAYI UNUTMAHINN

Çete Ve Denge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin