OYLAMAYI UNUTMUYORUZ BEBİŞLER?!?!
(JK)
Dünden bugüne neredeyse tüm duyguları yaşamıştım,netlik hariç.Yıllardır her bir dizesine sevdalandığım,kelimelerle oynayıp onlara tüm duygularını aktarmasına aşık olduğum şair ile yüz yüze gelmiştim.İçimde saf mutluluk vardı,dolup taşıyordum heyecanla.
Fakat beklediğim kişi böyle biri değildi.
Şiirlerinin her bir dizesinde derin anlamlar barındıran,duygu yüklü şiirler yazan,okuyanı gözyaşlarına boğacak kadar duygusal yazan birisi böylesine duygusuz olamazdı.
Belki de duygular yüzünden duygusuzlaşmıştır,kim bilir?
Öylesine kafamı allak bullak eden cümleler kurmuştu ki düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım.Tüm gece düşünmekten alamamıştım kendimi.Günlük hayatta kullandığı kelimeler bile şiir misaliydi.Düşünmüştüm ki ondan imza alır,biraz sohbet eder ve evime mutlu mesut dönerdim abimle.
Ama öyle olmadı.
İçine tüm evrenin ışıklarını sığdırmış,gülümsemesinde cennet saklı bir adam beklerken karşıma hayatın tüm zorluklarına göğüs germiş,dayanacak gücü kalmamış,duygulardan yoksun bir adam gelmişti.
Hani bazı insanlar vardır,sırf dışarıya sert görünür ama içinde küçük birer duygu topu vardır.V onlardan birisi değildi.Saf duygusuzdu,belki de duyguların yoğunluğu ona fazla geldi.Gözlerindeki karmaşayı kimse çözemezdi,belki kendisini bile kaybetmiştir o karmaşada.Hiçbir hareketini tahmin edemezsiniz.Onunla taş çatlasa beş dakika yüz yüze gelmeme rağmen öylesine derin düşünmeye itti ki beni bakışları...
Dün gece huzurun doruklarını tadan bir uyku çekerim diye düşünürken,düşünmekten uyuyamamıştım.Şiirlerini,bana sarfettiği kelimeleri,içinde barındırdığı anlamları ve gözlerini...Uyuyamamıştım işte düşünmekten.Böylesine etkileyen neydi beni?
Abimin sesini işittim yatakta tavanı dik dik izlerken."Jeongguk,kahvaltı hazır.Çabuk olsan iyi edersin yoksa bu koca bebek hepsini yiyecek!"
Duyduğum cümleler ile kıkırdamadan edememiştim.Abimi çok seviyordum,öylesine seviyordum ki bunu kelimelere dökemezdim.Dışarıya sert imaj çizenlerdendi o da,ama yalnızca dışarıya karşı böyleydi.
Keşke bana karşı da sert olsa,keşke sevmese beni böylesine çok.
Benim yanımda sanki tüm dünyası benmişim gibiydi.Aslında gibi demek doğru olur mu bilmem,çünkü tüm dünyası bendim.Bunu egoistlik olarak mı algılarsınız bilemem ama bence değil.O benim,ben de onun dünyasıyım.
Başka kimsemiz yok.
Abimsiz yaşar mıyım?Evet yaşarım,ama yaşamaktan öteye gitmem.Yaşadığımı hissedemem.Zaten güller de yaşar,ama yaşadıklarını hissedemezler değil mi?Peki abim olmasaydı benim basit bir gülden ne farkım kalırdı ki?
Yataktan zar zor kendimi kaldırdığımda lavaboya gidip yüzüme sert bir su çarptım düşüncelerimden sıyrılmak için ama nafileydi sanırım.Hala düşünüyordum.Merdivenleri seke seke inmiştim enerjim yerlerde sürünse dahi.Abime uyumadığımı göstermemeliydim.Her ne kadar göz torbalarım kendini belli etse bile olabildiğince enerjik davranmalıydım."Geldim hyung." dedim ve sofraya yüzümü göstermeme çabası içerisinde oturdum.Abim pek becerikli sayılmazdı,bu yüzden pek yüksek bir performans beklemiyordum zaten.
Ama en azından yeşil bir omlet hiç beklemiyordum.
"Hyung,bu..." deyip elimle yeşil omleti gösterdiğimde yüzümdeki dehşet ifadeyi görünce gülümseyen yüzü düşmüştü."Ne olmuş ki ona?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Rose///Taekook
FanfictionGüller,meğer ne çok anlam taşıyormuş. Taehyung'un minik bebeği beyaz olmak için savaşırken üstüne sıçrayan kanlar,olmayan bedeninde kırmızının hüküm sürmesini sağladı. Kth:Sen tutmadın sözünü meleğim,çok bencilsin.Ama ben tutacağım.