(jk)
Tanrı'm,sikeyim!Her şeyi mahvettim,geri dönülemez biçimde mahvettim.
Gözlerimin önünde düşen suratını,benden gizlemeye çalıştığı gözlerinde tutsak ettiği fakat yine de esmer yanaklarından kayıp giden yaşları...Unutamıyorum.Birkaç gün geçti ama ne uyuyabiliyorum ne de bir an dahi olsun aklımdan gidiyordu gördüğüm manzara.
Anlık sinirle söylenen şeyler,ne de büyük şeylere mâl oluyormuş meğersem.
Ve ben bunu ilk defa,sonrasında delicesine pişman olacağımı bile bile yaptım.
Hiçbir zaman sinirlenmeyen ben,içindeki canavarı ilk kez ortaya çıkarmıştı,en olmaması gereken kişiye...
Taehyung,sesini duymak için can attığım adamın sesini tek hamlemle kesmiş,boğazına yumru oturmasına sebep olmuştum.
Taehyung,tenine her değdiğimde kalbimi kat be kat arttıran sıcacık adamın teni tek bir hamlemle buz kesmişti.
Taehyung,tüm dengemi mahveden adamı tek hamlemle altüst etmiştim.
Ne yaptım ben?
Günlerdir mideme tek bir lokma girmiyor,başımdaki ateşim gün geçtikçe artıyor,yürüyemiyorum,eklemlerimde hissettiğim dayanılmaz acı tüm bedenimi sarmış durumda,kusmalarımın ardı arkası kesilmiyor,desteksiz yıkanamıyorum,yataktan kalkamıyorum gün boyu,ne acınası haldeyim...Ama yüne de her birini hakediyorum,değil mi?
Kalbini tek bana açan adamı belki de sonsuza kadar hissedeceği tüm duygularını bir nefeste silip atmıştım.
Aklıma gelen her ihtimalle beraber başıma saplanan acılar,ağrılar artıyor,zaten zar zor dayanan kalbim daha da sıkışıyordu.Kimi zaman klozetin başında kusarken nefesim kesiliyor,ölümü bekliyorum ama kahretsin ki tüm bu bekleyişlerim hüsranla sonuçlanıyor.
Tanrı beni cezalandırıyor.
Hayır,fiziksel acıyla değil.Onsuzlukla sınıyor beni.
Günlerdir yüzünü görmüyorum,göremiyorum.Sıcacık teninden mahrum bırakmıştı beni.Çok muhtacım beni kolları arasında sarıp sarmalamasını.Ama bunlar hiçbir zaman olmayacak,değil mi?
Onu kaybetmiştim.Hayatta en çok kaybetmekten korktuğum kişiyi kaybetmiştim ve şuan elimde hiçbir şey kalmamıştı.Tüm enerjim,tüm yaşama isteğim onunla beraber terkedip gitmişti beni.
Tüm dengemi etkilemişti,daha önce onsuz yaşarken yolunda giden hayatım,onunla tanıştığım an daha güzel,sonrasındaysa onu görmediğim her saniye işkence çekerek gelişmişti.
Bazen diyorum,hiç tanışmasak ne olurdu?
Düşüncesi bile kötü geliyor başlarda lâkin daha sonrasında düşündüğümde mantığıma yatıyor.Hiç haberimiz olmasaydı birbirimizden,abim söylediğinde kızarak gerçekliğini kabullenmediğim platonikliğim devam ederdi,o ise yalnızca monoton hayatına devam ederdi.Onu bu denli kırmazdım,acı çektirmezdim tanışmasaydık.Kim bilir,belki de ona benden çok daha iyi hissettirecek birini bulabilirdi fakat bu düşünce midemin daha çok ağrımasına sebebiyet vermekten başka bir işe yaramıyordu.
Siktir,ben ne ara ona bu kadar bağlandım?
Şuana kadar kabul etmiyordum ona aşık olduğumu,deliler gibi aşık olduğumu fakat şuan onsuzluğu tattığımda aslında her bir zerresine ne denli tutulduğumu daha iyi anlıyorum.
Onsuz 123. Saatimdeyim ve yalnızca birkaç gün geçmesine rağmen öyle muhtacım ki ona...Beni kendine bağlamıştı sanki görünmez bir sarmaşıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Rose///Taekook
FanfictionGüller,meğer ne çok anlam taşıyormuş. Taehyung'un minik bebeği beyaz olmak için savaşırken üstüne sıçrayan kanlar,olmayan bedeninde kırmızının hüküm sürmesini sağladı. Kth:Sen tutmadın sözünü meleğim,çok bencilsin.Ama ben tutacağım.