(jk)
Buluşalı birkaç saat oluyordu.Muhtemelen birkaçıncı buluşmamızdı bu.Henüz hiçbir karışıklık veya ani gelişen bir olay çıkmamıştı.Gayet iyi ilerliyordu iletişimimiz ve ilişkimiz.Yani arkadaşlık ilişkimiz,sanırım.
Dudaklarımı büzerek bana şiir yazması konusunda yaptığım ısrarlarıma karşılık olarak yalnızca başını bir sağa,bir sola olumsuz anlamda sallamakla yetiniyordu.Şansımı son bir kez deneyecektim.Sonuçta benden bıksın da istemezdim.Zaten benimle buluşması,benimle konuşması bile büyük bir olayken bir de dahasını isteyip açgözlülük etmeyecektim.
Ha bu arada,son birkaç saattir de abim ne aramıştı,ne de mesaj atmıştı bana.Ara sıra başına bir şey mi geldi diye düşünsem bile ardından onun ne kadar güçlü olduğunu anımsıyorum.Kocaman kasları var,çok kocaman!Eh,yanında da adının Jimin olduğunu öğrendiğim pembe saçlı çocuk da olunca,pek de endişelenmiyorum.Sonuçta arayıp da bir şeyleri bölmek istemem.
Son kozum olarak sevimli bakışlarımı yapmak üzere birkaç saniye kendimi hazırladım.Ardından dudaklarımı araladım."Taehyung,lütfen?"
Tam "hayır!" demek üzere ağzını açtığı sırada gözlerime bir anda kilitleniverdi.Dudakları aralık kalmıştı.Yalnızca her zaman yaptığı gibi gözlerini gözlerime bir hançer gibi saplıyor,bir bıçak edasıyla deliyordu.
Gözlerini ani bir irkilmeyle kahvelerimden çektiği esnada aralık olan dudaklarını kapamış,birkaç saniye gözlerini kapadıktan sonra konuşmak üzere tekrar dudaklarını aralamıştı.Derin nefes aldıktan sonra devam etti."Tamam Jeongguk,son bir şiir daha...Ama bundan sonra ne bir şiir istemek,hatta direkt bir şey istemek yok,tamam mı?"
Heyecanla ellerimi alkış tutar gibi birbirine çırpıp masadaki kalemi ve defteri eline tutuşturdum adeta.Bana hem şaşkın,hem de tebessüm ederek bakıyordu.Tebessümünü görüp ben de dişlerimi göstererek güldüğüm esnada o ise kendisine baktığımı farkedip hemen ciddi ifadesini takınıyordu.Aslında,gülüşü fazla güzeldi.Çok bile güzeldi,adeta şu yaşamım boyu gördüğüm ve muhtemelen göreceğim en güzel şeydi benim için.
Tanrı'nın hediyesi gibi.
Fakat nedeni bilinmez,gizliyordu herkesten bunu.Aslında herkesle elbette paylaşsın istemezdim,neden bilmiyorum.Hala kıskanıyor olmalıyım onu bir hayranı olarak.Eh,her hayran kıskançlık yapar elbette.Ya şapşallığıma gülüyordu,ya da sevimliliğime.Aslına bakarsanız,birincisi daha muhtemel geliyordu bana.Sonuçta niye beni sevimli bulsun ki?Çok saçma!
"Hadi Taehyung,başlasana!Heyecandan kalbim duracak resmen!"
"Tamam,sakin ol.Bu şiiri yazacağım ama ne için bilmiyorum.İçimde aslında ilham var gibi ama,aynı zamanda yok gibi.Olan kısmi ilhamım da ne ile alakalı bilemiyorum.Yalnızca garip bir neşe,ilginç bir mutluluk içerisindeyim.Emin misin bunu istediğine?Beklentileirni karşılayamaz çünkü bu duygularla,hislerle yazılacak bir şiir."
"Beklentim yok.Ne yazarsan yaz,beğeneceğim.Ayrıca konuşman dahi şiir dizelerinden fırlamış gibiyken nasıl olur da şiir yazamazsın?Hadi,lütfen kırma beni.Eminim,istiyorum."
Bir kez boğazını temizlemek amacıyla öksürdü.Neden yapma gereği duysu bunu bilemiyorum ama pek de ilgilenmiyorum bununla.Yani evet,onun her şeyiyle ilgileniyorum.Tamamiyle normal ve sag duygularla,temiz duygularla bunu söylüyorum.Art niyetim yok elbette.Ama şuan yazacağı sihirli dünyaya öylesine merak duyuyordum,öylesine arzuluyordum ki yazacağı dizeleri,şuan ne yaparsa yapsın pek ilgilenemezdim.
Kalemi eline usul usul aldığında defterlerin sarı sayfalarını karıştırdı yavaş yavaş.Her biri apayrı dünyaydı,o ise her birinde yavaş yavaş dolaşmayı tercih ediyordu.Her gezdiği sayfayı inceliyor,hiçbirini atlamıyordu.Eh,ben böylesine yetenekli olsaydım ben de bakardım bu kadar.Hatta belki de saatlerce incelerdim her bir kalem darbesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Rose///Taekook
FanfictionGüller,meğer ne çok anlam taşıyormuş. Taehyung'un minik bebeği beyaz olmak için savaşırken üstüne sıçrayan kanlar,olmayan bedeninde kırmızının hüküm sürmesini sağladı. Kth:Sen tutmadın sözünü meleğim,çok bencilsin.Ama ben tutacağım.