(jm)
Namjoon hala uyuyordu ya,oha!Saatlerdir uyuyor hala uykusunu alamadı.Sırf onun için alarm kurup erkenden kalkmıştım.Ama yaramıyor bu erkek milletine!Bir dakika,ben de erkeğim...
Yani,seme milletine işte!
Üzerime geçirdiğim saten sabahlıkla beraber kalkmış,erkenden duşumu almıştım.Daha Namjoon'un haberi olmasa bile bugün Taehyung ve Jeongguk'u ziyaret edecektik!
Ah,Jeongguk adına çok üzgünüm.Ben bile kırıldım Namjoon ona öyle davranırken,onu düşünemiyorum bile!
Dolan gözlerini tek tek silmek istemiştim,bebeğe benziyordu.Eve geldiğimizde her ne kadar Namjoon'a fırça atsam bile hıncımı alamamıştım.Yazık,çocuğu ne hâle getirdi!
Bir dakika...Bir planım var sanırım!
Koşar adımlarla mutfağa ilerlediğimde tabaktan hallice bir bardak almıştım elime çekmeceden hemencecik.Tam musluğu açıp buz gibi suyu dolduruyordum ki fazla sesten uyanmaması geldi aklıma,bu yüzden musluğu biraz daha kıstım.
Hoş,top patlasa uyanmayacak bir tipti ama benimki de önlem işte.Ne olur ne olmaz.
Su dolduğunda parmak uçlarımda yatak odasına doğru ilerlemeye koyuldum.Duymaması için olağanüstü bir çaba sarfederken elimdeki buz gibi su yüzünden uyuşmuştu tüm parmaklarım.Çok soğuktu!
Yavaşça başına doğru ilerledim ve tam yanına oturdum.Suyu yavaşça değil,bir anda dökmek istiyordum ki donsun!Ama,ona da kıyamıyordum ki.Çok güzel uyuyordu.Bu güzel manzarayı bozmamak adına komodinin üstüne bıraktım suyu,ardından ise ellerimi sabahlığa silip telefonumu aldım elime.Ekranı hissedemiyordum uyuşuk ellerimden!
Hep böyle güzel uyuyordu ve ben yıllardır bunun farkında bile değildim,öyle mi?Tanrı'm,ne çok şey kaçırmışım!Ama olsun,hepsini telafi edecek zamanımız olacaktır eminim!Yani,umarım.
Kamerayı açıp fotoğrafını çektiğim an gelen fotoğraf sesiyle beraber telefona küfürler yağdırdım sessizce.Tam zamanıydı!
Hemen kaskatı kesilip birkaç saniye nabzını kontrol ettikten sonra tekrar kamerayla fotoğraflarını çekmeye devam ettim.Elbette sesi kapattıktan sonra...
Uwwww,çok tatlı!Ama yine de,kıymak zorundaydım...Jeongguk'un üstüne gitmenin bedelini ödeyecekti.
Bu konularda fazla hassasım,belki de yaşadıklarımdandır,bilemiyorum.Bilmek de istemiyorum açıkçası.Taehyung'un dediği gibi bilmemek beni güçlü kılıyordu sanırım.İşte bu yüzden her ne kadar narin gözüksem bile,aslında çoğu şeye ağlamazdım bile.Duygularımı kaybetmiştim bir nevi.Ama işte travmalar adı üstünde,ne unutuluyor,ne düzeltiliyor.Sen de travmalarını güzelleyerek veya alışarak yaşamak zorundasın.Ben de hayatın bir kurbanıydım işte.
Namjoon fazla üstüne gitmişti çocuğun.Ağlamıştı resmen!İlk başlarda şaka olduğunu düşünüp gülsek bile iş çığrından çıkmıştı ve biz bunu çok sonradan fark edebilmiştik.Namjoon yalnızca Jeongguk'u bakışlarıyla eziyor,bağırıyor çağırıyordu ve o an gözü başka bir şeyi görmüyordu.Neden sinirlenmişti ki bu kadar?Sonuçta aynı şeyi kendi de yapmıştı ve kendi yaparken gayet normal davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Rose///Taekook
FanficGüller,meğer ne çok anlam taşıyormuş. Taehyung'un minik bebeği beyaz olmak için savaşırken üstüne sıçrayan kanlar,olmayan bedeninde kırmızının hüküm sürmesini sağladı. Kth:Sen tutmadın sözünü meleğim,çok bencilsin.Ama ben tutacağım.