12. Bölüm Saklanan Gerçekler

47 11 0
                                    

(Oylama yapıp, yorum yazmayı unutmayın... iyi okumalar♡♡♡)

"Ne olur ölme Malia... beni seviyorsan ölme"

Yazarın Anlatımıyla

Çok değer verilen şeylerin kaybolması herkese kötü ve sorumsuzluk hissi verirdi. Peki o değer verilen şey bir insansa... Canlarından çok sevdikleri olan bir kızsa... Onun için defalarca riske girdikleri, fedakarlık yapıp can verdikleri bir yoldaşsa...

Bu karanlık cehennemde hepsinin canı çıkmış ve kaybolmuş gibiydi. Her yere karış karış bakıyorlar tek bir işaret arıyorlardı. Hepsi kaybolmamak için takımlı bir arayışa girmişti. Bir anda kaybolan Malia'yı yaklaşık 20 dakikadır arıyorlardı. Luis kafasına vuruyor onu yalnız bıraktığı için kendisini hiç olmadığı kadar çok suçluyordu.

Göz göre göre ortadan kaybolan, yayını da yerde bırakan Malia hepsini korkuya teslim etmişti. Seslenip, adını haykırıyorlar sadece bir kez bağırmasını yerini işaret etmesini istiyorlardı. Yayını almaya gitmişti ama ortadan kaybolmuştu. Üstüne üstlük yayı da götürmemişti, o zaman nereye kaybolmuştu bu kı?

"Malia! Ses ver gözünü seveyim!" Ondan çıkan hiçbir ses yoktu. Hapşuruk, öksürük sesine bile muhtaçlardı şuan... Ama ses yoktu, bir işaret yoktu veya bir yaşam belirtisi...

Onu bulamamışlardı. Canlarından çok sevdikleri arkadaşlarını kaybetmiş bunun acısıyla dört dolaşıyorlardı. Bir duvara yan yana oturup yaslanmış bir vaziyette düşünüyorlardı. Halbuki ne düşündüklerini bile bilmiyorlardı.

"Nereye kaybolabilir ki? Bize söylemeden nereye gidebilir?" diyen Ron'a, Peter bir ihtimal de olsa düşünerek kafasını kaşıdı.

"Başına bir şey gelmiş ol-" Bu sözü kabullenmek istemeyen Luis, Peter'ın sözünü keserek konuşmaya başladı.

"Böyle kötü şeyler getirmeyin aklınıza" kısa bir an durdu. Ya sorun bu olsaydı? Malia çekip gitmeyecek, giderse kaybolacağını bilen bir kızdı. Tek başına hiçbir yere gidemezdi buradan. Çekip başını gitse bile yayını da alırdı. Luis yumruk yaptığı ellerini sıktı. Mavi gözleri sanki siyaha bürünmüştü. Malia onun bu halini görseydi eğer 'Gözünüzde yine savaş var Tsunami gözlü dağ ayısı' derdi.

"Peki bunu varsayalım o zaman. Başına her ne geldiyse onu çekip almasını bilirim! Sizde bileceksiniz Her kim ona zarar vermeye kalkıştıysa Malia'ya dokunan parmakları koparıp o kişiye yedirmesini de bilirim. Sizde bileceksiniz. Canımızın canını yakamazlar! Onu bulacağız" hepsi biliyordu, Luis bunu yapardı. Malia'yı bulur ona zarar vermeye çalışanları gözünü kırpmadan öldürürdü.

Lakin sessizlerdi. Karşılarındaki duvara bakıyorlardı ama ses çıkarmıyorlardı. Luis doğrularak hepsine tek tek baktı. "Kimse bir ipucu bile bulamadı mı? Tek bir işaret. Lanet olsun, bir saç teli bile iz yok mu?" dedikten sonra Malia'nın yayını elinde tutan ve parmaklarını o yayın her bir kesiminde gezdiren Teo'nun eli minik çukur gibi bir şeye değdi.

Yaya iyice baktığında, ortasında küçük bir delik olduğunu gördü. Buna hiç dikkat etmemişti. Daha önce olsa bilirdi ama bu delik daha önce yoktu. Kaşlarını çatarak sağ eliyle sarı saçlarını düşünerekten karıştırdı.

Parmağını o delikten geçirdiğinde eli kağıda benzeyen farklı bir şeye değdiğinde yayı aşağı-yukarı üç kere salladı. Yanında duran Nino ona bakarak ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.

En son dayanamayıp sordu. "Ne yapıyorsun sen?" Bütün dikkatler bu soru karşısında Teo'ya döndü. Teo yayı sallamaya devam etti. Parmağını arada deliğe sokup içindeki şeyi çıkarmaya çalışıyordu. O arada Nino'ya veya diğerlerine bakmadan,

LABİRENT; Cehennemin Merkezi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin