5.BÖLÜM:KAMERA

112 14 0
                                    

'Her zaman mavi gözleri severim.

Seninkiler istisnalarımdan biri.'

-H.

*

İki garson, bir tane mutfakta çalışan adam, bir tane kasada oturan adam, dört üniversiteli erkek, üç üniversiteli kız.

Bir de ben.

Sabahın dört buçuğunda bütün gece ve gün açık olan bir çorbacıda sadece bu kadardık. Ama o da buradaydı.

"Bakar mısınız?" derken sesimi kontrol edemedim. O kadar yüksek sesli çıktı ki köşedeki masada oturan genç grup bile susup bana baktı şaşkınca.

Benim hesabımı getiren orta yaşlı garson bana doğru geldi. "Buyurun?" dedi sorgularcasına. Elimdeki kâğıdı gösterdim.

"Bunu kim koydu?"

"Neyi? Fişi mi? Kasadaki arkadaş koymuştu. Bir sorun mu var? Süleyman..."

"Fiş değil bu!" derken ayağa kalktım.

"Ne oluyor ya?" dedi köşedeki gruptan bir çocuk.

"Ney ki?" dedi garson.

"Kamera...Kamera kayıtlarını izlemek istiyorum." dedim aniden. Kimdi neydi bu adam? Ne oluyordu?

"Hanımefendi durumun ne olduğunu anlatırsanız yardımcı olalım." dedi garson.

"Hesabım yok. Fiş yok. Böyle bir kâğıt var. Kim koydu bunu? Bulmam lazım anlamıyorsun." dedim direkt.

"Kimse yok burada. Yanlış anlaşılma olmuş ben fişinizi getireceğim." dedi garson direkt. Elimdeki kâğıdı tam olarak okumamıştı bile. Sadece boş olduğunu fark etmişti.

"Kamera kayıtlarını görmek istiyorum."

"Polis misiniz?"

"Ne? Hayır."

"O zaman size kamera kayıtlarımızı gösteremem." dedi adam.

"Anlamıyorsunuz..."

"Mithat tamam abi." derken birden yanımızda diğer garson belirdi. "Sizden para almayacağız hanımefendi. Lütfen sakince çıkar mısınız dükkanımızdan?" dedi.

"Ne? Ne demek bu? Param yok mu dedim ben? Param olmasa neden geleyim buraya? Ödeyeceğim!"

"Diğer müşterilerimizi rahatsız ediyorsunuz. Lütfen zorluk çıkarmayın."

"Zorluk çıkartmıyorum. Bu notu kim verdi görmek istiyorum. Kamera kayıtlarına bakmak istiyorum bu kadar!"

"Polis çağırmadan gidin lütfen." dedi aynı garson.

"Hiçbir yere gitmiyorum! Bana böyle saçma sapan bir not geliyorsa sorumlusunu bulacağım!"

"Polisi arıyorum o halde."

Bir anlığına durdum. Sessizleştim istemsizce. Yutkundum.

"Tamam. Tamam gidiyorum." derken cüzdanımdan elli lira çıkarıp masaya bıraktım. Yeter miydi hatırlamıyordum fiyatı ama hiç kimse tepki vermeyince geri geri kapıya kadar gittim. Sonra çıktım restauranttan.

Adımlarım inanılmaz hızlıydı. İşin kötüsü izlendiğimin farkındaydım. Nerede bilmesem de birinin gözleri sırtımdaydı biliyordum. Hızlı hızlı yürüdüm. Otele girdiğimde kimseyle muhatap olmadım. Merdivenleri koşarak çıktım ve odaya da koşarak gittim. Kapıda ellerim titredi. Anahtarı deliğe sokamadım bir süre panikten. Sonunda odaya girdiğimde ise banyoyu kontrol ettim. Elim ayağım birbirine girmişti. Buz kesmişti vücudum. Kalbim son zamanlarda o kadar çok boğazımda atıyordu ki yakında iflas edip ölmeme sebep olabilirdi.

HANÇER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin