'Önce seni mi korkutsam ya da senden daha tatlı, hamile ablanı mı Sayecik?'
-H.
*
"Saye?" diyen kalın sesle kaldırdım kafamı. Kendimi zar zor sakinleştirip girebildiğim odamda oturmuş bilgisayarımla ilgileniyordum ve odamın kapısında birden beliren Kamuran Bey gerilmeme sebep olmuştu.
Bazı insanların odasına çağırılmanız ya da sizin odanıza gelmesi iş dünyasında korkunç bir şeydi. Benim durumumda da bu yayın sahibi Kamuran Bey'di.
"Buyurun?" dedim hızlıca.
"Sana özellikle uğramak istedim. Meşgul değilsin değil mi?" dedi merakla.
"Hayır. Hayır değilim. Bir sorun mu var?" derken ayağa kalktım. Bana küçük bir zarf uzattı. Zarfı alırken hala ona bakıyordum merakla.
"Yayının kuruluşunun on beşinci yılı bugün. Parti veriyoruz akşam. Sabahtan beri ayarlamaya çalışıyordum. Davetiyeni getirdim." dedi. Zarfı açtım hızlıca. Adres ve saat yazıyordu.
"Anladım."
"Akşam görüşürüz o halde? Araz Bey'i de getirmende sorun yok. Herkesin bir misafir hakkı var." dedi ve gülümsedi. Olayı biraz daha anladım. Bundan önceki yıldönümü partilerine çağırılmazdım çünkü. Belki ofiste sürekli çalışan biri olmadığımdandı ama bu sefer Araz'ın da etkisinin olduğuna emindim. O yüzden gülümsedim
"Söylerim tabi ki. Müsaitse eşlik eder bana yüksek ihtimalle." dedim. Bunu söylerdim ama benim pek umudum yoktu. Ayrıca gelmek istemezdi gibi de geliyordu. Sadece söylemek için söylerdim o yüzden.
"Tabi. İyi akşamlar." dedi ve gülümsedi Kamuran Bey. Sonra da odadan çıktı. Derin bir nefes alıp masama geri oturdum. Çıkış saatime yirmi dakika falan vardı. Ortalarında olduğum dosyaya bakarken derin bir nefes daha aldım. O arada kapım tıklandı. Kafamı kaldırdım. Açık olan kapıdan başını uzatmış Özlem'i gördüm.
"Özlem?"
"Selam. Müsait misin?"
"Evet. Bir sorun mu var?"
"Yok ne sorunu? Akşam geliyor musun diye sorayım dedim. Bizimkiler tam ekip geliyoruz da sen de gelir misin diye emin olmak istedik."
"Gelirim sanırım. Gelmezsem haber veririm zaten size" dedim. Kafasını salladı.
"Hepinizin misafiri var mı?" dedim merakla.
"Zeynep ve Gürkan'ın yok, malum birbirlerinin misafirleri onlar ama bizde var evet. Ona göre büyük bir masa seçeriz. Size de yer ayırırız, yani gelirsen. Veya Araz Göksun da gelirse."
"Haberleşiriz."
"Tamam süper. Hadi ben gittim şu son sayfalarımı halledip çıkacağım."
"Tamamdır." dedim. Gülümsedi ve gitti. Arkama yaslanırken birkaç saniye boyunca davetiyeye baktım tekrar. Sonra da bunu eve giderken yolda söylemek anlamsız geldiği için telefonumu alıp rehbere girdim. Üçüncü sırada duran Araz'ın adına bastıktan sonra telefonu kulağıma dayadım. İkinci çalışta açtı.
"Efendim Saye?"
"Selam. Müsait misin?"
"Evet. Bir sorun mu var?"
"Yok. Bir şey soracağım. Ondan aradım."
"Dinliyorum." dedi. arkama yaslanırken davetiyeyi tekrar elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANÇER (TAMAMLANDI)
Genç KurguEvine gelen bir zarfın içinden çıkan göz ile peşine yanlışlıkla ülkede elli senedir bulunamamış bir seri katili saran Saye'ye bu durumda yardım edecek kişi bilinen bir iş adamı olan Araz Göksun olmuştur. * 2.9.23