'Hediyem tatlı erkek arkadaşına ulaştı mı acaba?'
-H.
*
Yüzümde bir ton makyaj, üzerimde güzel bir elbise, dudaklarımda yalandan bir gülümseme.
Ablamla Beyza Göksun'un beraber ayarladıkları, birkaç tanıdıkların da geldiği ufak nişan töreni için girdiğim salonda böyleydim.
Annem ve babam herkesten önce gelmişlerdi. Bizden bile önceydi hatta. Annemin üstünde koyu mavi, uzun bir elbise vardı. Ablamın üzerinde mor renkte uzun bir elbise vardı annem gibi. Beyza Göksun kendisine çok yakışmış siyah bir elbise ile gelmişti. Araz'ın üstünde istemede giydiğinden daha farklı bir takım elbise vardı.
Birkaç tanıdık, büyük iş insanları vardı nişanımda. Araz'ın babası yüzünden burada olan insanlardı. Bizim çevremizden de ablamın birkaç arkadaşı gelmişti. Eniştemin anne ve babası da gelmişler, annemle babamın Beyza Göksun ile Aslan Göksun'la beraber oturdukları masada onlarla oturuyorlardı.
İlk başta yemek yenmişti çünkü akşam yemeği vaktinde başlamıştı nişan.
Oyun havaları çalınan bir nişan olmayacaktı. Kimse halay da çekmeyecekti. Birkaç slow dans sonrası arka fonda çalacak sakin şarkılar seçilmişti. Öylece oturacaktık. Yemekten sonra nişan için yüzüklerimiz takılacaktı. Bu örf ve adetlere çok hâkim değildim. Yüzükleri kimin taktığıyla da açıkçası ilgilenmiyordum.
Gergindik. Nişan gerginliğine yorulabilecek bir gerginlikti ama bizimkisi daha çok anne ve babamdan gelen bir gerginlikti.
Ablam enişteme söylememişti. Sadece kızmıştı bana. Söylemediğim için kızmıştı ama aramızda kalacak demiştik. O da söylememişti kimseye. Bir şey olduğunda haber vereceğime söz verdirtmişti ama o kadardı.
"İyi misin sen?" dedi Araz. Sanırım Araz'ın kelime haznesi bu cümleden ibaretti. Sürekli bunu sorup duruyordu.
"İyiyim."
"Emin misin?"
"Ablama Hançer'i söyledim."
Duraksadı.
"Gergindi. Bir şey sakladığımı fark etmiş. Ben de diğerini söylemek yerine bunu söyledim."
"Niye gergindi?"
"Annemlerle kavga etti."
"Ne? Ne zaman?"
"Siz gittikten on dakika kadar sonraydı."
"Niye söylemedin bana?" dedi merakla. Omuz silktim.
"Aile içi dertler. Söylemem gerektiğini düşünmedim."
"Anladım." dedi sadece.
"Sen nasılsın?" dedim birkaç saniye sonra.
"Yoruldum." dedi.
"Yarın sabah gidiyoruz en azından."
"İlk defa benimle yalnız kalacağın için mutlu gözüküyorsun."
"Senin evinde bu kadar drama yok." dedim. Güldü. Derin bir nefes aldım.
"Geçen sefer paylaşırken sormamıştım ama bugün bir şeyler paylaşmamız gerekiyor sosyal medyada." dedi. Derin bir nefes aldım.
"Biliyorum."
"Bununla bir sorunun yok yani?"
"Yok. Ben paylaşırım ama hesabım gizli. Sen benden alır paylaşırsın. Malum bir yerden sonra insanlar 'Bu kız aslında sevmiyor çocuğu.' falan demeye başlarlar." dedim. Güldü hafifçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANÇER (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilEvine gelen bir zarfın içinden çıkan göz ile peşine yanlışlıkla ülkede elli senedir bulunamamış bir seri katili saran Saye'ye bu durumda yardım edecek kişi bilinen bir iş adamı olan Araz Göksun olmuştur. * 2.9.23