9.bölüm

426 17 2
                                    

Keyifli okumalar

"ulan Yalın ulan Yalın hani yok derdi ne bok yiyeceğiz şimdi" diye söylene söylene volta atıyordu kartal Yalın 'ın odasında.

"ne bilim abi Alkım hayatta kabul etmezdi ama ben biliyorum abime kızdı ondan evet dedi ben biliyorum ya"

Masadaki dört kişinin tepkisinden sonra Alkım "Evet ne var kabul ediyorum. Yalın sen kaç gündür ısrar ediyordun, kartal abi sende istiyordun ayşe sultan sende şimdi demedin mi değerlendir diye aa tabii pardon gerçi Yalım bey'e göre küçücük kızım ama..." diyip Yalım'a bakarak susmuştu.

"Alkım bak ben... "

"hiç yorulmayın yalım bey ben gayet iyi anladım ne demek istediğinizi, neyse yalın sende arkadaşına söyle yarın görüşmek için uygunum hatta dur yarını beklemeye gerek yok öğlenden sonra gelsin gerçi eve özel arkadaş gelemiyordu. Neresi en uygunsa orası olsun en iyisi"

"olmazzzz" diyen üç farklı sese döndü Alkım. Yalım, Yalın ve kartal aynı anda tepki vermişlerdi. Ayşe sultan ise tenis maçı izler gibi bir gençlere bir alkıma bakıp şaşkınlıkla olanları izliyordu.

"neden olmazmış" Alkım üçlünün cevabını merak ediyordu. Özellikle Yalım beyin. Ushan kardeşlerden ses çıkmıyordu.

"bana gelsin hem daha iyi olur benimde evde biraz işlerim vardı. Hemde size gözkulak olurum" dediği anda kartal içinden ne saçmalıyorsun oğlum diyip duruyordu.

"abiciğim tamam küçücük kızım ama o kadar da değil sen yanımda olunca parka kardeşini getirmiş abi gibi hissederim. Hadi arkadaşla oyna ben burdayım bir yere gitmeyin der gibi olmaz öyle değil mi" üç adamın çişi gelmiş gibi kıvranmasına gülmemek için zor tutuyordu kendini. Daha fazla uzatmak istesede vazgeçti.

"senin içine sinmeyecek biliyorum, ozaman senin dediğin gibi olsun abi öğleden sonra sendeyim." diyip ayaklandı.

"mavi uyumuş odasına götüreyim.Afiyet olsun. "diyip masadan kalkıp maviyi de alıp yukarı çıkmıştı. Yalım arkasından bakakalmıştı. Alkım onu yanlış anlamıştı. Kızdığından mı görüşmeyi kabul etmişti yoksa gerçekten mi anlam veremiyordu. Kalbimin acıdığını hissediyordu.

"kim bu arkadaşın Yalın" dedi sert bir tonda. Yalın ile kartal göz göze geldi.

"sen tanımazsın abi"

"ben tanımam ama kartal tanır öyle mi?"

"öyle kardeşim öyle senin bizimle takıldığın mı varki arkadaş çevremizi bilesin" haklı olduğunu bilen Yalım sesini çıkartmıyordu.

"sen gelme bugün işe dinlen istersen bende öğlene kadar çalışırım, sonra gelirim"

"Tamam" demişti genç adam. Zaten işe gidecek çalışacak durumda değil ki. Alkım ile o adamı düşündükçe içi içi yiyordu. Sonra masadan kalktı.

"biraz hava almaya ihtiyacım var çıkıyorum ben afiyet olsun size" üstünü dahi değiştirmeden dışarı atmıştı kendini Yalım.

Bunu fırsat bilen Yalın ve kartal ise hemen yalın'ın odasına çıkmışlardı.

"abi yeter başım döndü dolanma artık"

"nasıl dolanmayım, nerde bulacaz şimdi birini"

"Tolga"

"olmaz pısırık o eline yüzüne bulaştırır"

"semih"

"oda olmaz çıkarcı'nın teki, sonra anlatırım diye bizden para bile almaya çalışır"

GÖKKUŞAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin