Selam :) Nasılsınız?
Yarın, yani salı günü günlük hayatımda yaşadığım bazı yoğunlullardan dolayı bölümü yayınlayamayacaktım. Çarşamba gününe kalması yerine bir gün erken yayınlamaya karar verdim.
Bu bölüm sonu, beşinci bölümden daha şok olacağınıza eminim :D
Çok uzatmadan sizi bölüm şarkıları ve bölüm ile başbaşa bırakıyorum...
Keyifli okumalar!
Bölüm şarkıları;
Canozan-Aşkın Bu Sarhoşluğu
Sezen Aksu-Küçüğüm
Sparky Deathcap-SeptemberKendi başının çaresine bakan bir kızın gözleri yumuşak olmaz.
~Jack London
⚖️
Kendimi bir boşlukta gibi hissediyordum. Sanki bana sarf edilen o sözler katı bir maddeye dönüşmüş ve kalbimi ezmişti. Göğüs kafesim sıkışıyordu, nefes alamıyor gibi hissediyordum. Ağlamıyordum çünkü gözyaşlarım artık bir zehirdi ve eğer dışarı akarsa olayların çığırından çıkmasından korkuyordum.Hazin mi yoksa Efil mi ağlıyordu bilmiyordum ama kulağıma bir ağlama sesi geliyordu. Kırılan bir kalbin isyanı, ağlama seslerine eşlik ediyordu.
Asude'yi sürerken, ilk kez böyle bir ruh haliyle onu kullandığımı fark ettim. Yan koltuğumda oturan Kerem'den yaklaşık beş dakikadır ses çıkmıyordu. Benim de keyifsiz olduğumu anlamış olacak ki susmuştu.
"WhatsApp grubumuz var savcılar olarak. Seni de ekleyeyim mi? " Dediğinde bir saniyeliğine ona bakıp tekrar yola odaklandım. "Ekle, numaramı kaydettin dün gece değil mi? "
"Evet, kaydettim," dediğini duydum. Kafam fazlasıyla dolu olduğu için ona odaklanamıyordum. Keşke arabayı o kullansaydı.
"Buradan nereye gideceğim şimdi? Düz mü yoksa sola mı? " Dedim ona bakmadan. Başını telefondan kaldırdığını hissettim. "Sola dön, sağdan üçüncü bina. "
Uygun bir park yeri bulup Asude'yi yerine yerleştirdim ve arabadan indik. Kerem bana yol gösteriyordu. Kapının önüne geldiğimizde, elimle durmasını işaret ettim.
"Eğer Seyran'ın yanına ilk ben girersem gerilir, önce sen anlat, sonra ben geleyim. Olur da sana dün akşam anlattığın gibi bir tepki verirse o zaman ben devreye girerim. Gerçekten çok hassas bir konu bu, dikkatli olalım tamam mı? Yanlış bir şey yapmayalım."
Kerem'in anlattığına göre kuzeni, dün gece olay olduktan sonra kendilerine onu koruyamadıkları için fazlasıyla tepki göstermişti. Bence bu çok normaldi.
Telefon kayıtlarından öğrendiğimiz bilgilere göre saat bir sıraları, Yaprak Boz Seyran'ı aramış, intihar edeceğini söylemişti. Seyran, tarif edilen yere gitmişti ve sonrası Seyran için büyük bir yıkımdı.
Sakin ol, dercesine gülümsedi. "Merak etme, ben de en az senin kadar hassas davranmaya çalışıyorum."
Önümüzdeki siyah kapı açıldı. Yaşlıca ama yaşına rağmen oldukça dinç görünen bir adam, Bir Kerem'e, bir de bana baktı.
"Kerem, hayırdır oğlum?" Dedi adam, beni baştan aşağı süzerek. Siyah eteğimi ucundan tutup çekiştirdim ve yürüdüğüm için katlanan yerlerin düzelmesini sağladım. Adam bana döndü "Merhaba kızım." Gülümsedim ve resmi bir tavırla "Merhaba, " diye yanıtladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH
General Fiction*şiddet ve olumsuz ögeler içerir.* Yakın arkadaşı Kenan'ın yanında olmak istediği için Van'daki görev yerinden ayrılıp Çanakkale'ye yerleşen Cumhuriyet Savcısı Hazin Efil İpekçi; yeni adliyesinde hem meslektaşı hem de üst kat komşusu Kerem Yıldırım'...