BÖLÜM ON DOKUZ:"SAKIN AĞLAMA."

43 7 51
                                    


Selamm! Nabersiniz? Bu bölümümüz biraz sakin, dramla gidiyor diyebiliriz:/

O zaman sizi bölümümüzle baş başa bırakıyorum.

Bölüm şarkıları;

Perdenin Ardındakiler-Vedalardan Bir Buket
Göksel-Gittiğinde
Cem Adrian-Ayrılık
Sezen Aksu-Düş Bahçeleri
Berkay Altunyay-Gururum Kalmayacak

"Çünkü sevmek yarım kalan bir kitaba devam etmek kadar kolay bir iş değildi."

~Oğuz Atay

⚖️


Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladığımda Onur'un yanıme geldiğini gördüm. "Yenge," dedi sessizce. "Sakın," dedim elimi kaldırarak. "Sakın Onur. Hazin Savcı'mdan öteye geçme bundan sonra. Sınırı aşarsan fena olur."

Bir şey demesini beklemeden merdivenlerden indim ve adliyeden çıktım. Yürüyordum, Asude'yi bırakmıştım, çantamı da. Yanımda ne evimin anahtarı, ne de arabam vardı. Eve gitmek istesem gidemezdim, önce anahtarımı almam gerekiyordu ama adliyeye dönmek istemiyordum.

Van'dan buraya geldiğim için pişmandım. Keşke o buz gibi şehirde, yalnızlığımla yaşasaydım. Çünkü bana göre; eğer sevmeyi ve sevilmeyi bilmiyorsan, en iyisi yalnız olmaktı. Yoksa insanların canını çok yakıyordun.

Gözlerim yaşarırken burnumu çektim. "Sakın ağlama," dedim kendi kendime. Yanımdan geçen bir kız bana garip bir bakış attı. "Kes sesini, sakın ağlama." Diye devam ettim. Yolda öylesine yürürken adımlarım sarsılıyordu.

⚖️

Yaklaşık bir saat yürüyüp adliyeye dönmüştüm. Orada ne yaşarsam yaşayayım, canım ne kadar yanarsa yansın onları bir kenara bırakarak işimi yapmak zorundaydım.

Kardelen'in davasında işler iyice karışmıştı. Erdem Bey ile emniyette Cüneyt'in odasında oturmuş, önümüzdeki beyaz tahtaya bakıyorduk. Oflayarak ayağa kalktım ve kilitlenmiş gibi tahtaya bakan genç kıza baktım. Erdem uzaktan bir akrabası olduğunu söylemişti. Kız çok hareketli ve neşeli olduğu için Erdem ona çekirge diyordu. İsmi Nilüferdi ve meslekte ilk senesi olduğunu söylemişti.

"Bir tebeşir verir misin," dedim kıza doğru. Etrafına bakındı. "Savcım tebeşir eskide kaldı da tahta kalemi versem olur mu?" Dediğinde Erdem güldü. "Sen Hazin Savcı'ma yaşlı mı diyorsun?"

"Yok hayır," dedi Nilüfer hızla. Arkasında dönüp kalemi bana uzattı. "Buyrun sayın savcım."

"Şimdi her şeyi bir toparlayalım," dedim tahtanın önüne geçerken. "Kardelen Çakmak, iki Eylül gecesi evinde ölü bulundu. İki baş şüphelimiz var. Biri eski sevgili Ali Aras Özbek, diğeriyse tacizci karşı komşu Cesim Serdaroğlu."

"Ayrıca Kardelen'in evinde yasaklı madde bulduk," dedi Nilüfer. "Zaten Cesim'in evi için çıkardığınız arama kararından sonra eve gittiğimizde Cesim'in evinde de aynı maddelerden bulmuştuk. İkisinin arasında Kardelen'in Hazin Savcı'ma anlattıklarından daha derin bir ilişki olduğunu düşünüyorum ben. Belki de uyuşturucu sattırıyorlardı kıza. Olamaz mı savcım?"

Elim sağ elimin yüzük parmağına gitti. Oradaki boşluk canımı yaktı. Yüzüğümle oynamaya o kadar alışmıştım ki orada yüzüğümün olmamasını yediremiyordum.

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin