Selaaam! Nasılsınız?
Bu bölüm birazcık uzun. Ama hızlı ilerleyecek. Hadi o zaman uzatmıyorum, buyrun efenim..
Yapıştırsam da parçalarını hayatımın, su sızdırıyordu çatlaklarından.
~Didem Madak
B
ölüm şarkıları;
Dedublüman-Rüya Gibi
Pilli Bebek-Kızım
Kayahan-Odalarda Işıksızım
Sokaklar Uyurken-Biraz Gece
Sevda Deniz Karali-Gözlerin⚖️
Kerem'e bakıyordum dakikalardır. Konuşsun diye, bir şey söylesin diye. Bir duygu okuyayım gözlerinden diye.
Sonuç koskoca bir hiçti. İfadesizlik.
Apar topar bir uçak bileti alıp gelmiştik Artvin'e. Saat gece yarısı ikiydi. Yarın cenaze kalkacaktı. Perişandı burası.
Hepsi vefat etmişti. Oracıkta, dünyadan göçüp gitmişlerdi.
Ne kolay geliyordu ölüm.
"Kerem," diye mırıldandım. Eline uzandım, güç vermek istercesine tuttum elini. Karşı koltukta Mayda uyuyordu. Zar zor uyutmuştum onu.
"Kerem," dedim tekrar, ilk seslenişime tepki vermediği için. Bakışlarını yavaşça bana çevirdi. O kadar ifadesizdi ki, tek bir şey okuyamıyordum yüzünden.
"Uyuyalım mı?" Diye sordum sesssizce. Mayda uyanırsa bir daha asla uyutamazdım. Korkmuştu buradan, eve gidelim diyip durmuştu. Haklıydı, ilk defa bu kadar acının içine düşmüştü.
Onaylamadı beni ama kolunu uzatıp beni göğsüne çekmesinden anlamıştım. Ayağımızın dibindeki pikeyi açıp örttü üstümüze. Bahçedeki ışık, perde açık olduğundan içeriye giriyordu. Uyuyan Mayda'ya baktım, dönerse yataktan düşüp düşmeyeceğini hesaplamaya çalışıyordum ama Kerem yastıklarla sarmıştı etrafını.
Başımdan öptüğünde başımı iyice göğsüne yasladım. Sarabildiğim kadar sardım kollarımı bedenine. Berbat hissediyordum.
Gözlerimi kapattım ama uyuyamadım. Uykuyla uyanıklık arasında gidip geldim uzun zaman. En son, Mayda'nın ağlayarak uyanışına kalkmıştım yataktan. Sakinleştirmeye çalışırken kucağıma aldım onu.
"Şşşt," diye fısıldadım saçlarını okşarken. "Tamam anneciğim."
Ağlayışları iç çekişlere döndü yavaş yavaş. "Babam," dedi tekrar ağlamaya başlayarak. "Baba."
"Burdayım bebeğim," dedi saatlerdir sesini duymadığım Kerem. "Burdayım güzel kızım." Yavaşça Mayda'yı kucağına aldı. Mayda'nın yanından asla ayırmadığı battaniyesini üzerine örttüm.
"Biz biraz bahçeye çıkalım annesi," dedi Kerem. Başımı salladım yavaşça. Mayda'nın iç çekişleri eşliğinde çıktılar odadan. Dizlerim beni taşıyamadı sanki, yavaşça yere çöktüm. Mayda'nın yanında ağlamamak için zor tutmuştum kendimi. Şimdi, ikisi de gittiğine göre ağlayabilirdim.
Balkona attım kendimi. Biraz serindi hava. Bahçede, Mayda'yı kucağında gezdiren Kerem'i izledim. Gözlerimden usul usul akan yaşlar dudaklarıma ulaşıyor, dilime tuz tadı getiriyordu.
Gözlerini bana çevirdi Kerem, göz göze geldik. Ayakta duramayıp sandalyeye otururken uzun uzun baktık birbirimize. Ağlama dedi sanki. Onayladım onu bakışlarım ile. Sonra sildim gözyaşlarımı. Dudakları kıpırdandı, ninni söylüyordu Mayda'ya. Duyamıyordum sesini ama ne söylediğini çok iyi biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH
General Fiction*şiddet ve olumsuz ögeler içerir.* Yakın arkadaşı Kenan'ın yanında olmak istediği için Van'daki görev yerinden ayrılıp Çanakkale'ye yerleşen Cumhuriyet Savcısı Hazin Efil İpekçi; yeni adliyesinde hem meslektaşı hem de üst kat komşusu Kerem Yıldırım'...