6

3.2K 267 437
                                    

oy ve yorumları unutmayalımm <3

***

"hoş geldiniz... minho hyung nasıl oldu- lan jeongin ağladın mı sen? bir şey mi oldu?"

felix kapıyı ilk gülümsemeyle açsa da omegasının gözlerindeki ıslaklığı fark ettiğinde telaş içinde konuşup ellerini onun yüzüne doğru sardı.

"bir şey olmadı."

sert çıkan sesin belli ettiği korumacı tavrını hisseden felix omegasının yüzünden ellerini çekerken minho huysuz bir şekilde yeniden konuştu. "benim yanımdayken herhangi bir şey olmasına izin verir miyim sence felix?"

"abi şu tavrını yapma artık." jeongin homurdanarak abisinin kolunu uyarı niteliğinde çimdiklediği gibi ayakkabılarını çıkardı.

"acilen tuvalete gitmeliyim." diyen beden hızlıca eve geçip koşarak koridorda ilerlediğinde arkasından gelen minho utandığı için kızarmış bir şekilde duran felix'in yüzünü birkaç saniye inceledi.

kardeşinin bir şey demeden gitmesi üzerine sarışın alfaya açıklama yapmak istediği için sakin bir tonda "hamile olduğunu söylerken duygusallaştı." dediğinde felix gözlerini büyülttü.

"ben... şey siz öğrendiniz değil mi ? yani ne zaman ?...tahminen ne zaman vuracaksınız?"

minho karşısında gözlerini kapatmış bir şekilde ona vurulmasını bekleyen adamın tavrı karşısında istemsizce güldü.

çıkan kahkaha sesi felix'in bir gözünü aralamasını sağladığında minho onu bir koluyla sarıp saçlarını hafifçe dağıttı.

"niye döveyim oğlum ya?" dedi sırıtmasını kesmeden."tamam sert olabilirim de... mağara adamı da değilim herhalde."

felix bu sıcak yakınlaşmayla birlikte bir elini minhonun sırtına koyduğunda salonun girişinde kollarını kavuşturarak onlara bakan chan'ı gören minho ifadesini düzleştirip kendini hafifçe sarışın alfadan ayırdı.

"merhaba chan...hyung."

duraksayarak omegaya doğru konuşan bedene karşılık chan sırıtıp "merhaba minho." dediğinde aralarında birkaç saniyenin bile fazlasıyla uzun gözükeceği tarzda bir bakışma oldu.

"abi aç mısın ? felix yemek var mı evde?"

delta gözlerini chan'ın üzerinde tutmaya devam ederken jeongin koştura koştura gittiği lavabodan çıkmış bakışma yüzünden oluşan birkaç saniyelik sessizliği sorusuyla bölmüştü.

"birkaç şey yapmıştım.minho hyung ,açsan ısıtayım hemen yemekleri."

"açım biraz."alfaya dönerek konuştuğunda felix kafasını sallayıp mutfağa ilerlemek adına adım atacaktı ki minho yanındaki bedenin kolundan tuttuğu gibi durmasını sağladı.

"zahmet etme." dedi."sen tencerelerin nerede olduğunu söyle ben ısıtırım."

konuştuğu gibi üzerinde hissettiği bakışa yanıt vermek amaçlı yeniden chan'a doğru baktığında onu utanmadan süzmeye devam eden gözler ile ne olduğunu anlamadığı için istemsizce bir kaşını kaldırdı.

chan bu tepki ile göğsündeki kollarını gevşetip bir eliyle saçlarını geriye doğru taradı.felix'in minho'ya tencerenin yerini söylemesine fırsat vermeden konuştu.

"ben gösteririm tencereleri."

sevgilisinin bir şey demesine imkan tanımadan konuşan iki bedene karşı jeongin gözlerini devirip alfasına döndü.
"boşver onları...biz salonda bekleyelim en iyisi."

a little death , minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin