𝙋𝙤𝙞𝙨𝙤𝙣.

1.3K 95 166
                                    

SELAM MUKKO BIR FICLE GELDIMMMM

bu ficte jimin cok hrr ama yoongiye mrr birisi kendsinin olur olmadik hayvanlari falan var ASIRI TASAKLI yoongi ise masum nereye dustugunu bilmeyen bir insancik...kiyamam oglusuma

BEN SIZI OYALAMIYIM

İyi okumalar^-^

..

JIMIN

Gözlerim, tüm dikkatim ile bize tuzak kurduğunu düşündüğümüz için araştırmaya başladığımız bir adamın bilgilerine göz atan Soojin'deydi. Önündeki laptoptan, baş şüpheli olarak öne sürdüğümüz adamın bilgilerine bakıyordu. Pek ilgi çekici bir şey bulamamıştık daha.

Sıkıntı ile derin bir nefes aldım ve bir saattir hiç kalkmadan oturduğum sandalyeden kalktım. Yorgunlukla saatime baktım. Daha öğlendi ama benim iki üç saat sonra,  bana bilgi taşıyan adamlarımdan birisi ile buluşmam vardı ve bunun için hazırlanmak zorundaydım.

"Ben çıkıyorum. Çok önemli olmadığı sürece aramamaya dikkat et, tamam mı Soojin?"

"Tamamdır. Adam çok gizli birisi gibi...En ufak bilgisini bulmam imkansız."

Birkaç adımda Soojin'in yanına gelmiş ve oturduğu masaya ellerimi yaslayarak ona doğru eğilmiştim.

"O adamı en ufak ayrıntısına kadar bulmadan, benim yanıma gelme."

Kaşlarımı çatmış ve eğildim yerden geri çekilmiştim. Umarım tehdidimi anlardı. Uzun zamandır yanımda çalışıyordu zaten. Yürüyüşümü dikleştirmiş ve arkamı dönüp kapıya ilerlemiştim. Oyalanmadan bir an önce diğer adamımla buluşacağım yere gitmek istiyordum.

Giyinme odama doğru ilerlemiş ve oraya girmiştim. Genellikle siyah ve beyaz ağırlıklıydı. Aslında kıyafetlerim aşırı renksiz değildi ama yine de, sade duran renkler kesinlikle tercihimdi.

Giyinme odama girmiş ve üzerimde duran günlük olan kıyafetleri çıkarıp ortadaki büyük sehpanın üzerine koymuştum. Üzerime normal siyah beyaz renkli bir takım elbise giymiş ve cam bir dolaptan kendime göre bir çift ayakkabı çıkarmıştım.

"Jeon Soyeon!"

Soyeon'un gelmesini beklerken ipeksi bir kumaştan kendime bir kravat almıştım. Çok geçmeden Soyeon da, içeri gelmişti. Saygıyla önümde eğilmiş ve yaklaşarak kravatımı elimden almıştı.

Soyeon, benim ekibimdeydi ama böyle özel hizmetlilerin yapması gereken işleri de yapıyordu. Kendisi çok iyi bir nişancıydı ayrıca. Hedefleri çok güzel vuruyor ve rakibine tüm soğukluğu ile bakıyordu. Suratında hiçbir acıma belirtisi görmezdiniz.

Soyeon, kravatımı bağladıktan sonra bir adım geri çekilmiş ve ben de aynanın önüne geçmiştim. Saçıma şekil vermek için tarağımı ve jöleyi almıştım. Aslında, jöleden nefret ederdim ama resmi konularda görünüşüm için gerekliydi.
Soyeon'un da birkaç yardımı ile saçımı bitirmiş ve çekmeceme ilerlemiştim.

Saatlerimde gözlerimi gezdirirken, gözüme çarpan, siyah saati elime almış ve bileğime geçirmiştim. Dudaklarım bir tebessüm ile genişlemişti.

"Sağ ol."

Soyeon'un bir cevabını beklemeden dışarı çıkmıştım. Elimle hafifçe saçımı düzeltmiş ve bakışlarımı arkadaşım ama yine benim ekibimde olan Taehyung'a çevirmiştim.

Kendisi, bıçak kullanıyordu. Yakın dövüşte uzmandı. Bazen gerçekten şapşal(?) ya da salak olabiliyordu ama bu hâli görevdeyken anında yok oluyordu. Nerede nasıl davranması gerektiğini biliyordu ve benim de uzun zamandır arkadaşımdı.

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin