𝙁𝙪𝙣𝙣𝙮 𝙫𝙖𝙡𝙚𝙣𝙩𝙞𝙣𝙚.

707 87 184
                                    

ogf bu fic cok hosuma ksciyoo ASKIM FICIM

hadi bakalim bu bplum ne olcak

İyi okumalar^~^

..

YOONGI

Gözlerimi yavaşça araladım. Birkaç kere gözlerimi kırpıştırdıktan sonra, buranın neresi olduğunu anlamaya çalıştım, birkaç saniye sonra bütün her şey aklıma dolanınca hızla etrafa bakındım. Sandalyeye bağlıydım. Beni sıkıca bağlamışlardı. Olduğum odayı aydınlatan tek bir ışık vardı. Etraf griydi ve başka hiçbir şey yoktu. Sadece, tetikte duran yaklaşık on takım elbiseli adam vardı.

Aklıma en son kovaladığım küçük kedim geldiğinde, şuan bunu düşünmemin biraz mantıksız olduğu gelmişti. Şuan canım tehlikede olabilirdi. Yine de Bayan Layla'yı özleyecektim. Korkuyla etrafa bakmış ve bana doğru ilerleyen bir adamla kadın görmüştüm. Adam, bir elini yanağıma koymuş ve yüzümü incelemişti.

Oldukça keskin bir şekilde  bana bakarken, kapalı ağzım yüzünden hiçbir şey söyleyememiştim. Gözlerim korkuyla dolarken, kılımı kıpırdatmaya bile korkuyordum. Hatta nefesimi bile tutmuştum. Beni neden rehin almışlardı? Hiçbir fikrim yoktu, gerçekten.

"Patrona haber verin. Casusumuz uyandı. Acaba Patron seni hangi yöntemle öldürecek? Hm, Derini yüzer belki? Şanslıysan silahla öldürebilir...Ahh, hadi iddia koyalım ortaya. Patron'un bu casusu nasıl öldüreceği ile ilgili!"

Bana keskin bakışlar atan adam doğrulmuş ve etraftaki takım elbiseli adamlara seslenirken, herkesten gülüşme sesleri duyuyordum. Ben, ölmek istemiyordum. Hiçbir suçum yoktu. Ajan ya da casus değildim ki ben. Normal bir şekilde yaşayan, görenlerin ikinci kere bakmaya zahmet etmediği sıradan bir insandım.

Etraftan birkaçı benim nasıl öldüreceğim ile ilgili tartışmaya başlarken, olduğum yerde hareket edip kurtulmaya çalışmanın bir işe yaramayacağını biliyordum. Bu yüzden sanki her şeyi kabullenmiş gibi gözlerimden yaşlar akarken onları sıkıca kapatmış ve başımı eğmiştim.

Sonra, bir anda içeri giren başka bir adamla herkes sessizleşmişti.

"Patron geliyor. Herkesin dışarı çıkmasını istedi. Eunwoo ve Yuqi hariç."

İçeri gelen adam bunları söyledikten sonra sanki dışarıda pek fazla gözükmek istemiyormuş gibi hızla kapının oradan kaybolmuştu. Karnım korkuyla kasılmış ve başım eğik sessizce göz yaşı dökmeye devam etmiştim. Sanırım bugün benim ölüm günümdü. Ne güzel.

Herkes tek tek dışarıya bakarken az önce yanıma gelen biri kız biri erkek çıkmamıştı. Sanırım erkek olanın ismi Eunwoo, kadın olanın ismi de Yuqi'ydi. Bu gereksiz bilgiyi neden anlamaya çalıştığımı anlamayarak kafamı yukarı kaldırmıştım. Tam o sırada, kulaklarıma gelen adım sesleri ile bir adam görmüştüm.

Saçları simsiyahtı. Üzerine bir gömlek giymiş, altında ise siyah kumaş bir pantolon vardı. Gömleği tamamen düz ve beyazdı. Saçları özenle geriye doğru iteklenmiş ve adamın yüz hatlarını ortaya çıkarmıştı. Odaya girer girmez, sert bakışları ile bana doğru ilerlemiş ve tam karşımda durmuştu. Gözleri soğuk ve boştu. Gerçekten öyleydi.

"Seni kim gönderdi?"

Biraz beklemiş, ardından ağzımdaki bandı sertçe çekmiş ve kenara fırlatmıştı. Sorusunu tekrar sormayacağı açık olduğu için kollarını önünde ve bağlamış ve sert bakışları ile benden bir şey beklediğini belirtmişti.

"K-kimse, gerçekten. Ben sadece Bayan Layla'yı kovalıyordum."

"O kim!?"

"Kedi! Kedim, gerçekten."

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin