selam kizlar bugun de jimin gibi manitimiz olsun istedik mii
İyi okumalar^~^
..
YOONGI
Uyuyamıyordum.
Neden uyuyamadığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Burada olduğum ilk iki gün dışında, Soojin'in odasında oldukça rahat uyumuştum ama bu sefer uyuyamıyordum. Nedeni sürekli düşünmem olabilirdi ama uykumu engellemesi de sinir bozucuydu.
Jimin'i düşünüp duruyordum. Benim yanağımı öpmüş ve diğerlerinin dediklerine göre, benim için daha önce hiç yapmadığı şeyleri yapmıştı. Bunun nedenini sorguluyordum kafamda ama bana davranışları aklıma gelince de, kalbim hızlanıyordu. Buna anlam veremiyor ve yastığı ısırıp kafamı gömecek kadar sinirlenmiştim bu duruma.
Neden aklımdan çıkmıyordu ki?
Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi telefonuma ve saate çevirmiştim. Odanın bir köşesini ona ayırdığımız Bayan Layla bile huzurla uyuyordu. Yatakta oturmaya başlamış ve ardından sürekli dönüp durduğum için üzerimde yarım yamalak durmasını önemsemeden ayaklarımı yataktan sarkıttım ve ayağa kalktım.
Acaba bir Jimin'i görsem düşüncelerim kesilir miydi?
Merakla ayağa kalkmış ve son kez uyuyan Soojin'e baktıktan sonra kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım. Saat gece yarısı dörttü. Kapıyı açmadan önce acaba beni görürse Jimin kızar mı diye düşündüm. Önceki girdiğimde yanağını öperek, oldukça samimi bir şekilde halletmiştim bence.
Bu yüzden omuzlarımı silkerek kapıyı açmış ve koridoru geçerek merdivenlere doğru ilerlemiştim. Merdivenlerden ikinci katı da çıkmış ve son basamakları çıkarak kocaman, kapalı siyah kapının orada durmuştum. Merakla arkama bakmış sonra elimi havaya kaldırmıştım. Neden bu kadar gerilmiştim ki?
Elim, kapı kolunu kavramış ve yavaşça kapıyı iktirmiştim. Biraz gerilsem de, Jimin'in bana bir şey yapmadığını bilerek kapıyı aralamıştım. İçeri girmiş ve siyah kapıyı tekrar kapattıktan sonra arkamı dönmüştüm. Etraf karanlık değildi, hafif bir loşluk vardı. Bu yüzden biraz daha rahat olarak ileriye doğru ilerledim.
Jimin'in yatağına varmadan önce merdiven vardı. Merdiven aslında dört basamaklı çok uzun olmayan bir merdivendi. Yatak, ayrı olarak yüksekte, merdivenlerden çıkarak ulaştığınız yüksek yerde duruyordu. Tepeden de bir adet televizyon sarkıyordu. Ayrıca bu yüksek kısmın, yatağı da kapsayan bir camı vardı.
..
(örnek fotoğraf, bir kısmını nasıl betimleyeceğimi bilemedim. çok garip.)
..
Merdivenlere doğru ilerlemiş ve basamakları yavaş yavaş çıkarak, sonuncu cam kapıya ulaşmıştım. Camların oldukça sert. kırılmaz olduğu ortadaydı. Siyah kulpu kavramış ve aşağı bastırarak kapıyı açmıştım. Derin bir nefes aldım ve bir adım attım.
Jimin, yatağın içerisinde yatıyordu. Yorgan, kasıklarının biraz altına kadar inmişti ve üzerinde hiçbir şey yoktu. Kollarını yastığın altından geçirmiş, saçları da yastığa dökülerek uzanıyordu. Bu görüntü nefesimi tutmama sebep olmuştu. Yüzü bana doğru dönüktü ve gözlerini açtığı an benimi görmesi olasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dahlia : Yoonmin ✔️
FanficPark Jimin, Kore'nin en tehlikeli mafyalarından birisiydi. Kimseye müsamahası yoktu. Ta ki, onu dinlediğini sanarak ama her şeyden bihaber Min Yoongi'yi rehin alana kadar. Park Jimin'in artık bir zayıf noktası vardı. !ukegi !sememin yan ship: namseo...