merhabaa
İyi okumalar^^
..
Yoongi
Salonda koltukta oturarak, kucağımda dondurmam ile Jimin'i bekliyordum. Bir yandan da film açmış, Jin'i de yanıma alarak film izliyorduk. Aksiyon filmiydi yani kısaca kan, dövüş falan içeriyordu. Aksiyon filmlerine karşı nötrdüm genelde fakat bu film gerçekten dikkatimi çekmişti. Gereksiz yüksek ses, her yerden bomba patlamaları, gereksiz slow motion yerine sizi düşündürecek ve dövüş sahnelerine boğmayacak bir filmdi.
Tabii sonunda da ters köşemizi yemiş ve Jin ile şaşkınlıkla birbirimize bakarak film hakkında konuşmaya başlamıştık.
Kafalarımız uyuşuyordu bu yüzden Jin'i gerçekten çok seviyordum.
Tabii sohbetimizi bölen şey Jin'in telefonunun aranmasıydı. Merakla bakışlarımız telefona gitmişti. Jin, telefonu açmış ve karşıdaki kişiyle konuşmaya başlamıştı.
..
Yazar
Jimin'in emrini aldıktan sonra Soojin, yere yığılan patronunu dolu gözleriyle izlemiş ve ağlayarak, her zamanki gibi Jimin'i onaylamıştı.
Hızlıca yerinden fırlamış ve diğerlerine ilerlemişti. O kısa sürece diğerleri de hasar almışlardı fakat birkaç çizik ve ileride moraracak olan kızarıklıklardan fazlası yoktu kimsede.
Soojin, hızlıca Taehyung'a ilerlemiş, bacağında olan bir iki yara ile hafif yalpalasa bile hızlıca Taehyung'a ulaşıp, onun ipleri ve bantlarını kesmeye başlamıştı. Taehyung'un bakışları ise Jimin'de kilitliydi.
Tabii odağını bozmasına sebep olan şey hissettiği kesilmeydi. Kolunda hissettiği ani acı ile irkilmiş ve gözlerini, titreyen elleri, yaşlı gözleri ve saçları terden alnına yapışmış Soojin'e çevirmişti. Kötü gözüküyordu. Taehyung'un da gözleri dolu doluydu ve çok endişeliydi.
Jimin, hepsine küçüklüklerinden beri bir abi, aile ve en önemlisi ev olmuştu.
Soojin, Taehyung'un iplerini çözünce, Namjoon'a ilerleyecekken Taehyung, nazikçe Soojin'in kolunu kavramış ve kendisine çekerek yanaklarını avcunun arasına alarak gözyaşlarını silmişti dikkatlice.
"Sakin ol, sen Jimin için ambulans ara ben diğerlerini çözeyim, tamam mı?"
Soojin, iç çekmiş ve Taehyung'u başıyla onaylamıştı. Böylelikle Soojin, Jimin'e doğru ilerlemiş ve patronunun takımının ceplerinde bir telefon bulmaya çalışmıştı.
Taehyung ise Namjoon'un iplerini ve bantlarını çözüp söküyordu.
Soojin, patronunun bedenini düz çevirmiş ve ceplerini kontrol ederken bulduğu telefonu hızlıca çıkarmıştı. Titreyen elleriyle birlikte acil durum çağrılarından ambulansı aramış ve konum bildirmişti. Evdekilere haber vermeli miydi bilmiyordu. Jimin, çok kan kaybetmiş gibi duruyordu. Daha fazla kaybetmesine izin veremezdi.
Ama etrafta uygun bir malzeme yoktu. Bu yüzden sessizce başında, dizlerini kendine çekerek Taehyung'u izlemişti.
Tabii sonrasında ise aklına Yoongi düşmüştü.
Yoongi, Jimin'in sevgilisiydi. Çok kötü hissederdi, onun da haberi olmalıydı. Yine de telefonun şifresini bilmiyordu Soojin. Bu yüzden elinden yine bir şey gelmedi.
Taehyung, çözdüğü diğerleri ile Soojin'in yanına gelmiş ve hepsi birlikte bir ambulans beklemişlerdi. Hoseok ise arabayı evin yakın bir yerine park ederek diğerlerinin yanına geri dönmüştü. Hepsinin içinde kocaman bir korku vardı. Soojin, Jimin'in başında omuzları sarsılarak ağlarken, Taehyung onu sakinleştirmeye çalışıyordu fakat kendisi de dudaklarını ısırıyordu ağlamamak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dahlia : Yoonmin ✔️
Fiksi PenggemarPark Jimin, Kore'nin en tehlikeli mafyalarından birisiydi. Kimseye müsamahası yoktu. Ta ki, onu dinlediğini sanarak ama her şeyden bihaber Min Yoongi'yi rehin alana kadar. Park Jimin'in artık bir zayıf noktası vardı. !ukegi !sememin yan ship: namseo...