𝙎𝙤𝙢𝙚𝙩𝙝𝙞𝙣𝙜 𝙖𝙗𝙤𝙪𝙩 𝙮𝙤𝙪.

690 81 364
                                    

SELAM TONTIS PATATESLERIM

bu arada bunlarin arasi hizli gelisebilir eger hizli gelismesiniz istemiyorsaniz belirtin lutfen

iyi okumalar^~^

..

YAZAR

"Jimin, kendinde misin? Yaşıyor gibi durmuyorsun."

Hoseok'un alaylı sesi ile, Jimin hızla kendine gelmiş ve duruşunu düzeltip hemen kaşlarını çatmıştı. Az önce neler olduğunu yeni idrak ediyormuş gibiydi.
Jimin, anında kafasını iki yana sallarken, az önceki donuk ifadesine kıyasla yüzünde oldukça sert bir ifade vardı.

"Tek kelime daha etme, yoksa panterlerimi üzerine salmaktan hiç çekinmem."

Jimin, sinirli ses tonu ile konuşmasından sonra Hoseok, gergince bakışlarını Jimin'in arkasında duran panterlere çevirmişti. Panterler, gözlerini Hoseok'un gözleri ile buluşturdukları an, hırlamaya başlarlarken, Hoseok korkarak Namjoon'un arkasına saklanmıştı.

Namjoon'u, Taehyung sanarak.

Namjoon, birkaç saniye duraklamasına rağmen, Hoseok'a çevirmişti bakışlarını. Bu sırada çoktan Jimin, mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı. Elleri cebindeydi ve ifadesiz yüzü ile mutfağa girmişti.

Yoongi'yi merak ettiği için değildi tabii ki de.

Jimin, içeri girdiği an mutfakta olan Seokjin saygıyla eğilirken, Soojin de ne olur ne olmaz diye eğilmişti. Yoongi ise şaşkın bakışları ve sos bulaşmış dudakları ile etrafa şaşkınca bakındıktan sonra, Soojin'in tekrar at kuyruğu yaptığı saçlarıyla hızlıca eğilmişti. Çocuğun bu şapşal hareketleri Jimin'in yüzünde samimi bir gülüşe sebep olmuştu.

Diğer ikili yemek yapmaya geri dönerlerken, Yoongi'nin dudaklarına bulaşmış kırmızı domates sosu Jimin'in dikkatini çekmişti. Burnunda bile azcık vardı ve bu Jimin'in gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmasına sebep olmuştu. Yoongi, anlamazca etrafa bakarken, Jimin tamamen dalgınlıkla bir tane peçete almış ve katlayarak Yoongi'ye ilerlemişti.

"Her yerin domates sosu. Nerenle yedin sosu?"

Peçete ile ilk önce Yoongi'nin dudaklarını silmiş, ardından da burnunu silmişti. Bunu yaparken Jimin'in yüzü gülümsemek dışında, oldukça ciddiydi. Yoongi'nin dudaklarında peçeteyi gezdirirken, Jimin kalp atışlarının farkında değildi.

Odadaki diğer ikili ve içeriye yeni girecek olan Hoseok ve Namjoon, hepsi donup kalmışken, Jimin peçeteyi çöpe atarak arkasını dönmüştü. Oldukça umursamaz duruyordu. Diğerleri ağızları bir karış açık ikiliye bakarlarken, Yoongi kıkırdayıp Jimin'in omzuna koymuştu elini. Bu diğerlerinin daha fazla şaşırmasına neden olurken, Soojin araya girmişti.

"Oha amınakoyim. Neler oluyor? Rehin aldığımız birisine böyle mi davranıyorsun?"

Soojin'in ses tonu ciddi değildi. Jimin'in söylediği şeyleri tekrar Jimin'in yüzüne vuruyordu. Ve bu ortamdaki herkes biliyordu ki, Jimin ona temas eden elleri kırmaktan hiç çekinmezdi. Fakat şimdi, Jimin'in isteyerek Yoongi'ye temas etmesi ve Yoongi, Jimin'nin yanağını öptükten sonra ses etmeyişi etraftaki diğerlerini sinirlendirmişti.

Ayrıca Park Jimin, hiçbir rehine Yoongi'ye yaptığı ayrıcalıkları yapmazdı.

Hatta bir rehinesini bodrumdan bile çıkartırdı ve herkes bunun farkındaydı. Sadece hepsinin bunun için mantıklı açıklamaları yoktu.

Jimin, bir elini cebine koyup mutfak tezgahına kalçasını yaslamış ve oldukça stabil tuttuğu bakışları konuşmuştu.

"Bugün Yoongi'nin anne ve babasının evine doğrulamaya gideceğiz. Hepimiz. İki arabada."

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin