𝘼𝙙𝙧𝙚𝙣𝙖𝙡𝙞𝙣𝙚.

727 81 372
                                    

6 gunun sonunda...

İyi okumalar^~^

..

YOONGI

Şu an hayatımda daha önce görmediğim kadar lüks olan bir arabadan inmiştim. Ama maalesef eski evim için aynısını söyleyemezdim. Şu an uzun zaman önce arkamdan bıraktığım eve bakıyordum. On yedi yaşımda ayrılmıştım bu evden. İşte yine karşı karşıyaydık.

Tamam, buraya nasıl mı geldik? Jimin en son beni içeriye doğru hafifçe iktirdiğinde, artık rehin alındığım yerdeki lakabımın kedi olduğunu anlamıştım. Çok garip bir ortam vardı. Normalde eğer birileri sizi rehin alırsa, en ufak yanlış aşırı hareketinizde sizi öldürürlerdi ama burası öyle değildi. Garip bir şekilde beni benimsemişlerdi ve dürüst olmak gerekirse, bana samimi geliyorlardı.

Her hareketlerinde beni dalga da olsa, öldürmekten bahsetmedikleri sürece.

Gerçekten, beni tehdit ettikleri zaman yerimde donup kalıyordum ve içime korkunç bir his düşüyordu. Bir de Soojin denen kız, diğerlerini beni burada daha fazla tutmak için ikna etmeye çalışıyordu. Ben suçluların cirit attığı yerde asla kalmazdım. Her ne kadar bana bu kötü yanlarını göstermemiş olsalar bile.

Gerçekten ama hangi akılsız burada durmak isterdi ki? Ben bir an önce buradan gitmek istiyordum.

Arabayla annemlerin evine gelmeden önce de, sağımda ve solumda iki tane panter vardı ve birisi de yerdeydi. Bu yüzden ben ayaklarımı toplamak zorunda kalmıştım. Ve o ortam o kadar korkunçtu ki. Sessizleşmiştim birden. Jimin ise arada bu halime bakıp gülmüştü.

Ve en son işte buradaydım. Uzun zamandır önünden bile geçmediğim evimdeydim. Hepimiz sanki misafirliğe gelmiş gibi giyinmiştik. Arabada konuşulanları duyduğuma göre, bu tamamen benim bilgilerimi doğrulamak amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Aileme ne yapacaklarını pek bilmiyordum. Ama onları öldürmelerini istemezdim. Bana ne kadar kötü şeyler yapsalar da, ama kendi canımı onların canından daha fazla düşündüğüm de, su götürmez bir gerçekti.

Jimin önde, beni hemen yanında tutarak bahçeye girmişti. Jimin gibi bir seri katilin yüzünü insanlar ve hatta Jimin'in düşmanları bile bilmezdi tahminimce. Bu yüzden hepsi bu kadar rahat normal bir insanmış gibi davranabiliyorlardı. Tamam, bu yüzden biraz havalı olabilirlerdi.

Nefesimi tuttum ve tam kapıdan içeri girecekken, Hoseok'un beni kendine doğru çektiğini hissetmiştim. Belimden. Anlamamazlıkla ona bakarken, Hoseok hemen konuşmuştu.

"Seni görürlerse tanırlar. Bu yüzden benimle burada kalacaksın."

Onu başımla onayladıktan sonra beni biraz daha kendine çekmiş ve kulağıma fısıldamıştı.

"Azcık daha tutayım mı? Namjoon çok komik bakıyor şu an."

Onun dedikleri ile ben de güldükten sonra, Namjoon'a bakmamak için zor duruyordum. Gerginlikle dururken Hoseok kulağıma bir şeyler söylüyormuş gibi yapıyordu. Ama tek söylediği şey, 'fısır, fısır.' demesiydi. Bu yüzden dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırmıştım.

Tam böyle devam ederken, başka birisi beni sertçe Hoseok'un ellerinden çekmişti. Kafamı biraz yukarı kaldırdığımda, Jimin'in, Hoseok'u öldürmek isteyen bakışlarını görmüştüm. Neden bu kadar sinirlenmişti anlamıyordum. Ama bir kolunun omzumu sertçe kavradığını kolaylıkla söyleyebilirdim.

"İşine odaklan. Oyun oynamıyoruz burada."

Sonra ise bakışları sertçe beni bulmuştu. Ona alttan bakarken, gözlerindeki sinirin biraz azaldığını görmüştüm.

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin