𝘿𝙖𝙝𝙡𝙞𝙖.

180 30 69
                                    

Son kez...

İyi okumalar^~^

..

Yoongi

Son olaylardan sonra dört beş ay geçmişti ve Jimin artık iyiydi. İşine bir süreliğine ara da vermişti. Yeni yılda başlayacaktı ve bugün zaten olduğumuz yılın son günüydü. Ara verme sebebi de kesinlikle yarası değildi, tamamen benimle zaman geçirmek istemişti. Son yaşanan olayda ne kadar korktuğumu tahmin ediyor olmalıydı.

Şimdi ise koskoca bir yılı bitirmiştik ve yeni yıl gelmişti. Benim ve diğerlerinin çok yoğun isteği üzerine ise Jimin bir parti ve yılbaşı çekilişini kabul etmişti. Çok kişiydik ve kim kime çıktı, bilmiyorduk. Olgun insanlardık ve kimin kime çıktığını sormazdık.

Bana Shuhua çıkmıştı. Uzun zamandır her yerde arayıp durduğu ama bir şekilde bulamadığı parfümü almıştım ona. Bu akşam ise yemekten sonra saat on gibi hediyeleri herkes birbirine verirdi muhtemelen. Çok fazla kişiydik ve böyle daha da eğlenceliydi. Az kişi olunca bir şekilde birileri öğreniyordu çünkü.

Telefondaki bakışlarımı üzerimde hissettiğim ağırlıkla kaldırdım. Jimin, üzerime uzanmış, başını da göğsüme yaslamıştı. Üzerime tam ağırlığını da vermiyordu sanırım beni boğmamak için. Bu düşüncesine gülümsemiş ve telefonu yanıma koyarak ellerimi saçlarına geçirmiş ve okşamıştım.

Gerçekten tanıştığımız ilk günler veya bundan daha öncesinde Jimin'in bana karşı minik bir kediye dönüşeceğini ve bana aşık olacağını birileri söyleseydi, yüzlerine tam anlamıyla kahkaha patlatırdım. Çok imkansız gibi bir düşünceydi ama olmuştu.

Park Jimin, yer altının yenilmez adamı olarak geçerdi. Kumar, silah, dövüş, güç, otorite gibi hiçbir konuda yenilmezdi.

Ama bana yenilmişti.

Gerçekten, birisi ona dokundu diye o kişinin elini kırmış birisi olsa da benimle temas etmek için can atıyor gibiydi. Sadece bana karşı temas bağımlısıydı.

Başımı hafif kaldırıp saçlarına bir öpücük verdim ve Jimin'in kafasıyla birlikte bakışlarının bana dönmesine sebep oldum. Salonun ortasındaki koltukta uzanıyorduk. Diğerleri de evdelerdi fakat kim nerede pek bir fikrim yoktu. Sadece Seokjin ile Namjoon'un yemek yaptığını ve masayı hazırladıklarını biliyordum.

"Akşam büyük bir hediye karmaşası olacak."

Bunu dediğimde, yavaşça kafasını sallamış, alnıma bir öpücük bırakmıştı. Gerçekten hediye almayı çok seven birisiydim ve akşam neler olacak merak ediyordum. Ayrıca sadece kendi hediyem için değil, herkesin birbirine ne aldığını merak ediyordum. Keşke bir an önce akşam olsaydı.

..

Akşam sekiz gibi sofraya oturmuştuk. Jin hyung her zamanki gibi çok iyi bir iş çıkarmıştı. Hindi, tavuk, salatalar, makarna gibi yanına da çok fazla çeşit meze yapmıştı. Bu kadar insan için gerçekten sabahtan beri uğraşıyordu, yorulmuş olmalıydı.

Önümdeki yemekten yemeye devam ederken, Jimin'in tabağıma koyduğu yemekle duraksamıştım. Kıkırdayarak kendi çatalımla hızlıca onu aldım ve yedim. İçimde anlayamadığım bir mutluluk vardı. Bunu da dışarıya yansıtıyordum fazlasıyla. Ama ne yapayım duyguları içten yaşamayı seven birisi değildim.

Bir zaman sonra, herkes doymuştu. Heyecanla zamanın gelmesini bekliyordum. Her ne kadar Jimin'le iyi başlangıç yapmamış olsak da, şimdi tüm olanlar geçmişte kalmış bir şekilde, iyiydik. O benim sevgilimdi. Bunun gerçekleşeceğini kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim.

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin