𝙊𝙡𝙙𝙚𝙧.

660 70 157
                                    


İyi okumalar^~^

..

YOONGI

Bugün diğerleri de buraya geleceklerdi. Hâlâ daha Jimin'den korksalar da, ben Jimin'in onlara bir şey yapmayacağını biliyordum. Korkmaları bile bana komik geliyordu çünkü benim Jimin'e 'dur.' dememle, her ne yapıyorsa o işi bırakacağından eminim.

Ah, Jimin demişken, ondan hâlâ kaçtığım su götürmez bir gerçekti. Geçen son birkaç gün içerisinde pek fazla yanına gitmemiş ve onu her gördüğüm yerde yolumu değiştirmiştim. Akşam bile onla yatmamıştım. Gerçi, o da beni hiç takip etmemiş ya da kaçma sebebimi sormamıştı. Belki de, neden kaçtığımı biliyordu ve bana zaman veriyordu.
Belki de bunu fark etmemişti bile.

Soojin'in karşısında olan yatakta oturuyordum. Jimin, işi için evden ayrılmıştı ve koskoca evde sadece Soojin ve ben kalmıştım. Arkadaşlarım gelmeden önce eve dönerler miydi, emin değildim ama sanırım dönerlerdi. Soojin, makyaj masasında oturup makyajını yaparken, ben de yatakta sarkıttığım ayaklarımla onu izliyordum.

"Şu son birkaç gündür sizi Jimin'le yakın görmedim. Üzdü mü seni?"

Durdum ve hızlıca kafamı iki yana salladım. Makyaj aynasından göz teması kuruyorduk.

"Hayır, hayır. Jimin beni üzmez. Sadece ben ondan kaçıyorum."

"Ne?"

Soojin'in şaşkın ifadesi yüzünde asılı kalırken, elindeki makyaj fırçası da yanağında durmuştu. Soojin'in bu hali de kıkırdamama sebep olmuştu. Gerçekten komik ve şapşal gözüküyordu.

"Şey...Aramızda birkaç şey oldu ve ben çok utandım."

"Daha fazla anlat bakalım."

Soojin, bacak bacak üstüne atmış makyajını yapmaya devam ederken, arada gözleri beni buluyordu. Bu olayı nasıl anlatacağımı bilmiyordum ve Soojin'in benden cevap beklemesi, yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu. Ona nasıl anlatırdım, gerçekten hiçbir fikrim yoktu.

Ellerimi, yatakta oturmaya devam ederken, uyluklarımın altına sıkıştırdım ve utangaç bir şekilde etrafa bakmaya devam ettim. Ardından da, Soojin benim cevabimi beklemeden konuştu.

"Bir dakika, verdin mi!?"

"Neyi!?"

"Götünü!"

Gözlerim kocaman açılırken, Soojin oldukça heyecanlı duran bakışları ile bana bakıyordu. Benim sessizliğimi onaylama sanmış olacak ki hızlıca ayağa kalktı ama ben anında kendime gelip kafamı iki yana salladım.

"Hayır tabii ki! Öyle değil, yani Jimin öyle bir ima yapmış olabilir- Öpüşmemizden sonra..."

Soojin, elini ağzına kapattık küçük bir fangirl gibi yerinde zıplamış ve ardından eski yerine geri oturmuştu. Dudaklarında büyük bir gülümseme vardı ama eğlendiği ya da mutlu olduğu için olan bir gülümseme gibi durmuyordu. Daha çok herkesin dediği şu, 'piç smile.' gibi duruyordu ve bu beni korkutmuştu.

Eline renkli bir şeyler alırken ben sadece onu izliyordum. Ayaklarım da yataktan sallanmaya devam ediyordu. Ellerimi kucağıma koydum ve derin bir nefes verdim.

"Ya, bu teklifi nasıl reddedersin Yoongi?? Sevişmeniz lazımdı! İtiraz istemiyorum git patronun dudaklarına yapış gelince."

"Soojin! Utanıyorum çok."

Soojin, bu tavrıma karşılık kahkaha atmış ve sonra birden ciddi ifadesine dönerek konuşmasına devam etmişti.

"Bunu o anlamda söylemedim. Bizim patron böyle aşk gibi şeyleri yeni deneyimlediği için oldukça acemidir. Bu yüzden senin ondan kaçmanı, hem de Jimin'in 'o' imasından sonra kaçmanı, "Dediklerim Yoongi'yi rahatsız mı hissettirdi?" diye düşündürtmüştür. Bu yüzden de yanına pek gelmiyordur."

Dahlia : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin