GİRİŞ

1.4K 65 15
                                    

Bu bir giriş bölümüdür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bir giriş bölümüdür. Fragman olarak
düşünebilirsiniz. Kurguyu tam anlamıyla
anlamak için diğer bölümü okumalısınız.

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın^^

başlama tarihiniz ;

Egzod - Royalty

-Kamera-

Batan güneşin yerini ay alıyordu. Bulutlar gök yüzünü terk ediyordu. Şimşekler ardı ardına çakıyor, yağmur damlaları toprağa hücum ediyordu. Nefes sesleri buhar oluyor, havaya karışıyordu. Nabızlar son hızında, kalpler göğüs kafesinde çırpınıyordu. Sesler yükseliyordu. İnsanlar seslerini çıkarmadan çığlıklar atıyordu.

Soğuktu hava. Kış mevsiminin belki de en soğuk günüydü bu gece. Kaybın soğuydu bu.

Ölümün soğukluğuydu.

Her tarafta insanlar. Büyük sokağı doldurmuşlardı. Hepsinin yüzlerinde aynı ifade, aynı çaresizlik, aynı feda, aynı hüzün, aynı yalnızlık.

Herkes kalabalık içinde yalnızdı.

Çocuklar susmuş, sessizce anne ve babalarına sarılıyordu. Anneler çocukların gözlerini kapatıyor, babalar kulaklarına avuçlarını yerleştiriyordu. Tüm aileler çocuklarının gerçek hayatta ki vahşetle büyümesini değil, masallara inanmasını istiyordu.

Bilinmezlerin içinde bilineni aramak. Her başlayan filmin, sonunun iyi olacağına inanmak. Oysa biliyor ki insanoğlu, yaşadığın dünyada mutlak son daima ölümdür. İyi sonlar sadece masallarda olur.

Bir yanda masallarla büyüyememiş, gerçek hayatın en vahşi yönleriyle tanışmış olanlar da vardı. Onlar bakabiliyordu. Görebiliyordu. Çünkü artık hissetmiyorlardı. Bedenlerinden ayrılmış ruhlar, onları artık sadece bir et parçası haline getirmişti.

Şimşek bir kez daha çaktı. Gök bir kez daha bu kalabalığın üzerinde gürledi. Kayıplar bu gece gizlenmedi. Herkesin önündeydi. Adeta bir film gibi. Ellerinde kameralar, patlayan flaşlar.

Bir kamera kayda başladı. Herkes onu izledi. Kimse arkadakilerin kim olduğunu sorgulamadı. Herkes sadece filmi izledi, arkada neler olduğunu ruhları bile duymadı.

Bu gece, bu sokakta bir cinayet işlendi. Bu gece bu sokakta onların hayatı son buldu. Bu gece bu sokakta gök onlar için gürledi. Bu gece yağmur bu sokakta onlara yağdı. Bu gece bu gökyüzü, onlar için ağladı.

Yarım kalan hayatlar, hayaller, vazgeçişler, pişmanlıklar, mutluluklar.

İnsan her zaman kaderine dönerdi. Hayatımızın başlangıcı bir noktaydı. Biz her seferinde o noktaya defalarca kez tekrar dönerdik.

Önemli olan, o noktaya elle tutulur bir şey ile dönmekti.

Onlar tekrar doğdukları yere dönmüşlerdi. Ama ellerinde hiç bir şey kalmamıştı.

Ağlayan gökyüzünün gözyaşları, sessiz sedasız akmaya devam etti. Bazı insanların gözlerinden aktı. Bazılarının kalplerinden.

Yalvardı insanlar. Sonları öyle olmasın diye. Çocukları içinde yalvardılar. Sonları benzemesin diye. İnsanoğlu bencildi. Önlerinde ki sahne onlar için sadece bir senaryoya aitti.

Acılar bir senaryoya gizlendi.Oyuncular oyunu oynadı. Film sona erdi.

Finali belirleyen kaderdi. Herkes kaderine dönerdi ama dönmek istemeyen ne yapardı?

İşte onlar, kaderini tekrar yazardı.

Bir kamera kayda başladı. Herkes onu izledi. Kimse arkadakilerin kim olduğunu sorgulamadı. Herkes sadece filmi izledi, arkada neler olduğunu ruhları bile duymadı.

Acılar bir senaryoya gizlendi.Oyuncular oyunu oynadı. Film sona erdi.

Bilinmezlerin içinde bilineni aramak. Her başlayan filmin, sonunun iyi olacağına inanmak. Oysa biliyor ki insanoğlu, yaşadığın dünyada mutlak son daima ölümdür. İyi sonlar sadece masallarda olur.

Bir kamerayla başlayan hayatlar, bir kamerayla son bulur.

KAMERA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin