KAMERA (TAMAMLANDI)

17. YAĞMUR ALTI GERÇEKLER

KAMERA

( oy verip yorum yapmayı unutmayınn )

★★★

17. YAĞMUR ALTI GERÇEKLER

Kalbimde yanmaya başlayan ufak bir mum vardı. Sonra bu mum devrildi. Beni yaktı. Annemi yaktı. Babamı yaktı. Biricik kardeşim, Nehir'i yaktı. Tek başımaydım. Koskoca dünyada her şeyimi kaybetmiştim ve Soyhan'lar gerçek bir yenilgiye uğramıştı. Hazal Soyhan bir geride kalandı ve her geçen gün biraz daha intikam ateşiyle yanıyordu.

Bu ateş artık sadece onu değil, herkesi yakacaktı. Mum devrilmişti ve yanan tek yer onun yüreği değildi.

Gözlerimi kalabalığın içindeki Beyza'ya diktiğimde, tırnaklarımı avuç içime geçirdim. Aralarından hızlıca sıyrıldığımda, öğretmenlerinde buraya doğru geldiğini gördüm. Beyza'nın yanına vardığımda kolunu tuttuğum gibi arkadaki boş sınıfa girdik.

"Ne yapıyorsun sen?" Kapıyı hızlıca kapattım.

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun Beyza Atalay?" Gözlerimi kıstım. "Ne yaptın o kıza?" Beyza dişlerini sıktı.

"Kim olarak sorguluyorsun beni?" Başımı yana yatırdım.

"Bu davanın komiseri olarak. O aptal hırsın sana her şeyi yaptırabilir gibi geldi,"dedim kaşlarımı kaldırdığımda.

"Bana bak,"dedi üzerime yürüdüğünde. Ellerimi arkada birleştirerek ona baktım. İşaret parmağını bana yöneltti. "Sen beni suçlayacak en son kişisin." Alayla ona baktım.

"Ne sanıyorsun kendini?"diye mırıldandım alaylı bir sesle. "Çok merak ediyorum. Gerçekten." Dudaklarımı ıslattım. "Kimsin sen?"dedim aynı Arden'in dün söylediği gibi.

"Kim olduğumu göreceğiz Hazal Soyhan,"dedi sert bir sesle. "Beni hafife almanın bedelini ağır ödeyeceksiniz. Karşınızda bir mağdur yok, bir avukat var." Kaşlarımı kaldırdım.

"Saçma hırslardan gözü kararmış bir avukat mı? Yalancı bir avukat mı? Avukatın önüne bir çok sıfat getirebilirim Beyza. Hepsi seni niteliyor." Elini kaldırdığı anda onu bileğinden yakaladım.

"Sakın deneyeyim deme,"diye mırıldandım vurguyla. "Zararlı çıkarsın."

"Zararlı çıkan ben değil, siz olacaksınız. Arden'i kazanmış olabilirsin, ama buna çok sevinme. Her şeyini alacağım elinden." Gözlerini hırs bürümüştü.

"Eğer Arden'i elde etme hırsı sana liseli bir kıza zarar verdirebildiyse, git o cübbeyi çıkar. Bu onurlu mesleği adınla kirletme." Elini bileğimden kurtardı.

"Ben istediğimi her zaman alırım,"dedi gözlerini kıstığında. Ardından ellerini önünde bağladı. "O kıza ben zarar vermedim. Ama bu seninle uğraşmayı bıraktığım anlamına gelmez." Gözlerimi onun gözlerinden çekmedim. Sahiden, doğru söylüyordu. Bahar'a o zarar vermemişti.

"Ne işin var o zaman burda?"diye sordum şüpheyle. Gülümsedi.

"Bu operasyonu birde yakından izlemek istedim." Dudaklarıyla alayla büküldü. "Ama ne kadar başarısız olduğunuzu da gözlerimle gördüm. Deniz'in ne kadar iyi bir başkomiser olduğunu biliyorum. Sorun sende demek ki." Bu sefer gülümseyen bendim.