2. KASIRGA

683 49 28
                                    

KAMERA

( oy verip yorum yapmayı unutmayınn )

gripin - nasılım biliyor musun?

"Kasırgaya dayanamayan her kalp,
en sonunda yok olmayı kabul eder."

2. KASIRGA

İçine düştüğümüz bir çember vardı. Önce üzerimize yağmur yağmaya başladı. Daha sonra gök gürledi. Ardından başlayan kasırga, her şeyi mahfetti. Bizide kendiyle beraber gittiği yere sürükledi.

Oturup bekledim kasırganın dinmesini. Senelerce. Her bir saniyemi beklemeye harcadım. Ancak asla dinmedi. Bitmedi. Böyle böyle bende kasırgaya alışmıştım. Beni içine hapsetmesini de.

Ya da alıştığımı sandım.

Ben suçsuzdum ama herkesin suçlarını sırtımda taşıyordum. Ben bu yolu seçmemiştim, ben bu yola herkes tarafından zorlanmıştım.

Yeni almaya başladığım her nefes, bedenime bir zehirdi. İnsan zehire alışır mıydı?

Ben alıştırılmıştım.

Bu davayı kişiselleştirdiğimin farkındaydım. Bunun bana zararı olacaktı, bununda farkındaydım. Ama o kızlar benim ölmüş lise yıllarımdı. Yaşadığım zorbalıklarımdı. Kurumuş kalbimdi. Yaralanmış ruhumdu.

O kızlar sanki benim geçmişimdi.

Ve ben geçmişimi kurtarmak istiyordum. Geçmişimin katilini bulmak istiyordum.

Arabanın arka koltuğuna yaslandığımda, kafamın içi düşüncelerimle doluydu. Olayları sıraya diziyor, ardından neler yapabileceğimizi planlıyordum. Sonu Çakır'a çıkacak her yolu hesaplamaya çalışıyordum.

Bugün ilk olarak Rüzgar ve Lena'yı alacak, ardından Ceren'in ailesiyle ilgili sorguyu dinleyecek, daha sonra okudukları liseye geçecek ve Pelin'i sorgulayacaktık.

Arabanın kapısının kapanma sesini duyduğumda, gözlerim yan koltuğa kaydı.

Arden sürücü koltuğuna geçmişti. Gözlerini kapatıp, bir kaç kesik nefes verdi. Parmaklarını usulca direksiyonda çevirdi. Beyninde bir şeyleri tarttı. Çenesini hareket ettirdi.

"Vedat Bey'le hiç konuştun mu?"diye sordum emniyet kemerimi takarken.

"Çökmüş durumda. Benimle konuşacak hali yoktu,"diye mırıldandı. Ardından anahtarı takarak arabayı çalıştırdı. Ağaçlı yoldan ilerlemeye başladık.

"Helen nasıl olmuş?"diye sordum bu sefer. Onu bir kere hastanede ziyaret etmiştik ancak çok kısa sürmüştü.

"İyi değil,"dedi. "Tahmin ettiğimiz gibi, uyuşturucu kullanıyor. Kalbi 60 yaşlarında bir kadın gibi atıyor. Çökmüş. O şuanda sadece bir enkazdan ibaret."

"Kayra'nın ölümü onu çok yaralamıştır,"diye mırıldandım. "Araları bazen kötü olsa da onu iyileştiren Kayra'ydı. Bir nevi ilaç gibi. Helen onu kendinden uzaklaştırmaya çalışsa da onu seviyordu çünkü ona inanan ve kurtarmak isteyen sadece oydu." Helen'in tek kurtuluşu Kayra'ydı.

KAMERA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin