Huzur Evi Artık Hüzün Evi

7.5K 365 8
                                    

İyi okumalar❤️

Ege ile telefonda konuşmamızdan sonra onu eve çağırmam üzerine eve gelmişti. Şimdi ise birbirimizin suratına bakıyor konuşamıyorduk.

"Lafa nerden başlamak istersin?" Diye sorduğumda dudaklarını kemirmeye devam etti. "Yani şöyle oldu şimdi ben gittim bu bebenin yanına dedim 'seni seviyorum.' bana ne dese beğenirsin? 'Ben seni sevmiyorum.' dedi. Bende 'siktir ordan orospu.' diyip kendimi içkiye vurdum gerisini bende tam hatırlayamıyorum." Dediğinde kaşımı çattım.

"E aptal verdiğini niye düşünüyorsun hatırlamıyorsan?" Dediğimde gözlerini abartı ile devirip "ya mal, ben uyandığımda oteldeydim tamam mı? Sonra işte ben kalkıp duş alınca bu da sese uyanmış işte karnı falan acıkmış odaya yemek söyleyince hem yedik hem sohbet ettik. Bir an etkileşim oldu aramızda yani..." Lafının gerisini devam ettiremediğinde kendimi koltuğa doğru bıraktım.

"Hayır gerizekalı. Biz seninle birlikte araştırdık bu aileyi. Öğrendik ki bu oğlan 'bad boy' niye veriyorsun?" Dediğimde kollarını önünde bağlayıp"ay ne olacak sanki aşık olmadım ki." Dediğinde başımı salladım 'aynen aynen' der gibi.

"Eee neyse sen naptın?" Dediğinde içimde oluşan ikinci hiddet ile kalkıp kafasına geçirdim. Acıyla bağırıp "ya artık huzur evine gideceğim. Hoş ben girsem huzur değil hüzün olur ama neyse." Dediğine hafif güler gibi olduğumda kendimi topladım.

"Ya mal, ben sana uydum da sonrasında niye bu çocuk naptı diye sormuyorsun? Ben sana güvenerek gitmedim mi bu bara piç!" Ellerini suçlu çocuklar gibi önünde birleştirmiş alttan alttan bana bakarken ofladım.

"Kusura bakma kardeşim haklısın kızmakta ama bir an bende çok içince kafayı bulmuşum işte. Ne oldu sana, başına bir iş geldi mi?" Dediğinde dudaklarımı kemirdim.

"Bulut, ben dün birisi ile sevişecek gibi oldum. Hatta adam böyle tam soyacak. Ağlamaya başladım ben evliyim diye. Sonra o da bana gülüp paltosunu alıp çıktı. Sabah kalktığımda Atilla ile aynı yataktaydık. Bir de imada bulundu bunun toplantısı vardı uyanamamış şey dedi bana 'kimin yüzünden uyanamadım acaba?'"

Soluk almadan konuşmam sonucunda ciğerlerime derin bir nefes çekerken büyük bir ilgiyle beni dinleyen Ege'ye baktım. "Kanka sen şimdi kiminle seviştiğini hatırlamıyor musun?" Dediğinde kafamı iki yanıma salladım.

"O zaman şöyle yapacağız bu red barda siz odaya girdiğinize göre yanındaki bedeni kamera kayıtlarından bulabiliriz."

"İyi de Ege, biz bu kamera kayıtlarına nasıl ulaşabiliriz ki? Belki de Atilla sildirtti?" Dediğimde kafasını iki yanına salladı. "Bulut artık bir kendine gelir misin? Sen ünlüsün oğlum. Yani hem Bulut Akça hemde yakında Bulut Kara." 

Dediklerine bir şey diyememiştim çünkü haklıydı.

"Ne yapacağız o zaman, şimdi gidelim mi?" Dediğinde kafasını sallamıştı.

Umarım ünlü olmam bir bokuma yarar ve o kayıtlara ulaşabilirdim.

______________

"Ya ben nerden bilebilirim oranın sahibinin senin kocan olacağını? Neyse boşver kocanla önden bir münasebetiniz olmuş." Diyip güldüğünde elimi kaldırmıştım vurmak için.

Bağırarak kaçan bedene gülmeye başlarken ne kadar belli etmesem de içim rahatlamıştı. Evet, bizim evliliğimiz kağıt üstünde olacaktı belki. Hatta bir koca-koca ilişkimiz de olmayacaktı. Fakat ben böyle değildim. Bu benim karakterime uygun değildi.

"Kanka ne diyeceğim, hadi artık eve gidelim annen delirmiştir şimdi." Dediğinde gözlerimi yumdum. Bir de onun çenesini çekecektik şimdi.

Kafamla onu onaylarken arabaya binmiştik. Arabaya bindiğimizde Ege ile konuşmaya devam ediyorduk. Onun için mutluydum. Her ne kadar o çocuktan yüz bulamasa dahi çocuk iğrenç birisiydi ve ben kardeşim dediğim insanı korumak istiyordum. Zaten dünkü olaydan sonra Ege çocuktan soğuduğunu söylemişti.

Eve geldiğimde herkes pür dikkat bana bakıyordu. E haklılardı dün etekle çıkarken bugün Atilla'nın kıyafetleri ile giriyordum eve.

Annem belki de ilk defa beni kapıda karşılarken bunun beni fazla özlemiş olmasına bağlamak istiyordum. Her ne kadar imkansız olsa dahi.

"Nerdesin sen? Hayır, insan der ki 'anne ben gidiyorum Atilla'nın yanına.' ne kadar merak ettim seni haberin var mı?" Dediğinde suçlulukla başımı eğdim.

Galiba anlamdan sonra beni de kaybetmekten korkmaya başlamıştı. Keşke onu kaybetmeden önce de değerimi bilseydi.

"Allah'tan Atilla açtı telefonu. Ya o da açmasaydı? Meraktan ölürdüm artık." Kapının önünden çekildiğinde Ege "şükür." Diye mırıldanmıştı.

Odaya girip Egeyle saatlerce milletin arkasından dedikodu yaparken Ege'nin birden duraksaması ile ona baktım. Gözleri tedirginlikle beni bulurken "ne oldu lan?" Demiştim.

"Bak Bulut sana bir şey göstereceğim ama üzülme tamam mı?" Dediğinde çoktan içime sıkıntı basmıştı.

Elinden telefonu çekip baktığımda gördüğüm bedenler ile kaşlarımı çatmıştım. "Bunlar benim damatlığım için beden ölçülerimi alan çalışanlar bu ikisini kovdurtmuştum." Dediğimde Ege "neden?" Diye sormuştu. Fakat o sırada sinirimden ona cevap vermemiştim.

Selam arkadaşlar, Geçtiğimiz günlerde çalıştığımız şirkete damatlık diktirmek için Atilla Kara ile eşi Bulut Akça gelmişti. Bulut Bey'in beden ölçüsünü aldıktan sonra birden bana ve arkadaşıma bağırmış yetmiyormuş gibi bizi kovdurtmuştu. Bu durumun sebebini ikimizde anlayamamışken...

Devam eden yazıyla sinirle gülmeye başlamıştım ne demek bilmiyorduk?

Bir daha ki bölümde Bulutun neden o kız ve oğlanı kovdurttuğunu flasback olarak anlatacağım.

Hatalarım varsa affola sizi seviyorumm.

TAKAS | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin