Normalde böyle bir açıklama yapmazdım fakat bu bölümde Bulut'un çalışanları kovdurtmasını gereksiz gören okurlarım için açıklama yapacağım.
İlerleyen bölümlerde Bulut'un neden çalışanları kovdurttuğunu anlayacaksınız merak etmeyin.
Yani "Bulut haklıymış." Diyeceksiniz.
İyi okumalar❤️
Atilla ile arabadan indiğimizde arkamızdan güvenlikler de inmişti.
O benim önümden yürürken bende etrafı inceliyordum. Evet, bende zengindim ama bu kadarı ayrı bir seviyeydi.
Etrafıma bakmaya devam ederken aniden koşarak karşıma çıkan adam ile çarpıştım.
Aniden olduğu için dengemi sağlayamayıp düşeceğim sırada Atilla kolumdan tutmuştu.
Bana çarpan adama sert bir şekilde bakarken önüne geçme gereksini duymuştum çünkü her an kavga çıkartabilecek gibi duruyordu.
"Kusura bakmayın efendim, göremedim sizi." Mahcup bir şekilde boynunu eğmiş adama bakarken "önemli değil." Dedim.
Yürümeye devam ederken yine arkadan yürüyeceğim sırada belimden tutup yanına çekmişti.
Ona ne yaptığını sorgular gibi bakış attığımda soğuk sesi ile "düşersin şimdi yine." Demesiyle gözlerimi devirdim.
İçeri girdiğimiz sırada bizi karşılayan bir grup insanla kaşlarımı kaldırdım. En önde duran kadın saygıyla eğilip "hoş geldiniz efendim, sizi şu taraftaki kabine alalım ölçülerinizi alalım sonra da modelleri konuşuruz." Demişti.
Başımı sallayıp gösterdiği yere gittiğimde genç bir oğlan ve kız vücut ölçülerimi almaya başlamıştı.
İşleri bittiğinde dışarı çıkmıştım. Kadının önünde oturan Atilla'nın yanına gittiğimde kadın, "efendim, aklınızda olan bir model var mı?" Diye sormuştu.
Gözlerimi kapatıp biraz düşünmüştüm. Ne giyersem mutlu olurdum ben?
"Açıkcası abartı istemiyorum. Sade, asil ve şık durmalı. Beyaz saten bir gömlek altına beyaz kumaş pantolon olabilir. Gömleğim sıradan olmasın üstünde işlemeler olsun gümüş olsun mesela. Ceket istemiyorum ama söylediklerime uygun güzel bir ceket yaparsan kabul ederim."
Dediklerimi sakince dinlemiş ve hepsini not almıştı. Birkaç kumaş örneği göstermiş ardından gömlekteki işlemeler için gümüş seçtirmişti.
İşimiz bittiği için kalktığımızda kafamı sola çevirdiğimde bana bakarak gülüşen elamanları görünce kaşlarımı çatmıştım.
Üstümde bir şey de yoktu ki gülüyorlardı. Benim baktığım yer Atilla'nın da dikkatini çekmiş olacak ki o da elemanlara baktığında öksürüp gülmeyi kesmişlerdi.
"Neye bakıp gülüyorsunuz?" Diye seslendiğimde şaşkın bakışları üzerimde toplamıştım. Susacağımı düşünmüşlerdi belki de.
Susmaya devam ettikleri vakit bu sefer sinirle "neye bakıp gülüyorsunuz dedim." Dedim. Kız öne çıkıp titreyen sesiyle "size gülmuyorduk efendim." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım.
"Senin karşında aptal mı var? Bana bakıyorsun, üstüne üstlük gülüyorsun." Dediğimde oğlan öne çıkıp "kusura bakmayın efendim." Demiş ve eğilip gitmişti.
Sinirle gülüp arkamı döndüğümde hızla çıkışa yürümeye başlamıştım. Atillaya "bu ikisini kovdurt." Diye seslendiğimde Atilla "eşimi duydun Sofia." Demişti.
Bu dediği hoşuma gitse de belli etmeden arabaya geçip oturdum. O da zaten arkamdan oturmuştu.
Arabada karşı karşıya otururken sırıtan suratına bakıp "ne?" Demiştim. Kafasını iki yanına sallayıp "bir şey yok." Demişti.
Sinirle gözlerimi yumup "sizde genetik her halde başınız sıkışınca bir şey yok demek." Dedim.
Karşılık vermeden önümde oturmaga devam ederken en sonunda alışveriş merkezine girmemizle rahatlamıştım.
Artık yalnız kalmayacaktık.
Ayrıca evime eşya alırken en yakın arkadaşımın da gelmesini istediğim için Ege de gelmişti.
Arabadan indiğimizde karşımda Egeyi görünce gülmüştüm. O kadar uzun zamandır görüşmüyorduk ki.
Bana sıkı bir şekilde sarıldığında Atillaya elini uzatmıştı. "Merhaba Atilla Bey, ben Ege. Bulutun arkadaşıyım." Dediğinde Atilla da elini kısaca sıkmış ve başını sallamıştı.
İçeri yürümeye başladığı vakit Ege kulağıma eğilip "Benim kankama da bu yakışır." Demişti.
Dediğine gülüp ensesine vurduğumda benden kaçmıştı.
Annemgilin olduğu mağazaya girdiğimizde annem Egeyi görünce suratını asmıştı.
Ege anneme bakıp sevimli bir şekilde gülümsediğinde az kalsın kahkaha atacaktım.
Onlar beğendikleri birkaç şeyi bize gösterdiklerinde beğendiğim şeyleri seçmiştim.
Fakat sürekli annemgilin "bunu mu aldın ala ala." Lafları sinirimi bozduğu için suratım düşmüştü.
Atilla gözlerimin içine bakıp "sorun ne?" Diye sorduğunda "bir şey yok." Dedim.
Dediğime gülüp "noldu Bulut sende bizden oldun herhalde." Demişti. Bende küçük bir tebessüm ederken "annemgil ve annengil sürekli karışıyor biraz moralim bozuldu ondan." Demiştim. Başını sallayıp annesinin yanına giderken "hadi siz gidin artık işimiz bitti." Demişti.
Gözlerim kocaman açılırken Ege'nin güldüğünü duymuştum. "Oğlum daha alacak bir sürü şey var." Diyen kadına "biz alırız." Şeklinde bir cevap vermesiyle gülmemek için en sonunda mağzadan çıkmıştık.
Onlar gittikten sonra daha rahat olduğumuz için Egeyle birlikte evime beğendiğim şeyleri seçip almıştık.
Tam AVM den çıkacağımız vakit Ege'nin "ay hadi gel bu mağazaya da girelim demesiyle kadın iç giyim mağazasına girdik.
Atillaya elimle "gelme." Derken sırıtıp mağazanın önünde durmuştu.
Ege gördüğü bütün geceliklere bakarken bir sürü alması ile gözlerimi büyüttüm.
"Zaten giyinmeyeceğim niye aldın o kadar." Diye cırlarken omzunu silkip hepsini almıştı.
Arabaya bindiğimizde önce Egeyi eve bırakmış sonra da beni eve bırakmıştı.
Arabadan inerken "görüşürüz." Dediğimde yine hiçbir şey dememesi ile arabanın kapısını kırar gibi kapattım.
Eve girdiğimde annem koltukta oturuyordu. Kısa bir baş selamı verip odama çıktım ve kendimi yatağıma attım.
Gözlerimi kapattığım vakit telefonuma gelen bildirimi duymuştum. Ama kafamı kaldıramadığım için uyumayı tercih etmiştim.
Şimdiden bayramınız mübarek olsun❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKAS | GAY
FantasiYıllardır süren geleneğimiz takas, değiştirmek demekti basitçe. Ölen gelini, kardeşiyle değiştirmek. Ben Bulut Akça; sevgili ablam Özlem Akça'nın, evleneceği gün öldürülmesi sonucunda onun yerine Atilla Kara ile evlendirilmiştim.