İyi okumalar aşklarım😚
Ayrıca kontrol etmeden aceleyle attım hatam varsa affola sizi çooook seviyorumm ❤️🌺Akşama doğru sıkılmamla birlikte Atillaya "hadi dışarı çıkalım." Demiştim. Başta her ne kadar yorgun olduğunu ve dinlenmek istediğini söylese de benim yüzüm düşünce teklifimi kabul etmişti.
Sonuç olarak, şuanda buranın en ünlü barlarından birine gidiyorduk.
Üstümü değiştirip yüzüme renk katmak amacıyla makyaj yaparken saçlarımı düzelttim. Güzel olduğumu düşündüğüm zaman Atilla'nın yanına giderken o, beni baştan aşağıya süzmüş ve "güzel olmuşsun." Demişti.
Utandığım için kısık bir şekilde teşekkür ederken odadan çıkmıştık. Attığımız her adımda bakışlar bize dönerken gerilmiştim. Türkiye'de olduğu gibi bu bakışlar rahatsız edici ya da iğneleyici değildi. Fakat merakla bakıyorlardı. Sanki güneş tutulması izler gibi bir merakla bakıyorlardı bize.
Kısık bir şekilde Atillaya "Atilla bunlar bize niye böyle bakıyor?" Dediğimde sırıtmıştı.
"Burası pek normal bir otel sayılmaz Bulut, daha çok yer altı işi olan, tekin olmayan insanların yeri bura. Tabii otel kendisini saklamak için normal müşteriler de alıyor fakat geneli böyle. Burada bize merakla bakan herkes lidere bakıyor." Demişti.
Lider dediği kişiyi başta anlamasam da sonradan kendisinden bahsettiğini anlayınca ona baktım. Gözlerimiz kesiştiği vakit "ha bir de liderin eşine bakıyorlar." Demişti.
Yanaklarım yine benden bağımsız pembeleşirken "aslanım eşi de aslandır." Dedim alakasızca.
Atilla, birden kahkaha attığında üzerimizdeki bakışlar daha da artmıştı.
"Evet, fakat yavru aslan." Demişti. İstemsizce gözlerimi devirirken arabaya binmiştim."Atilla, beni zorlama bak. Aslan olduğumu göstermek için elime pompalıyı alıp sana mı sıkayım istiyorsun?" Demiştim.
Atillanın gülüşü yüzünde donarken onun bu haline bu sefer de ben gülmüştüm. "Tamam kocacım korkma, henüz dul kalmak için çok çıtırım öldürmem seni."
Rahatlamış gibi içine derin bir nefes çektikten sonra arabayı çalıştırmıştı. Sonra da bara gideme kadar konuşmamıştık.
--------------------
Bara girdiğimizde Atilla'nın bizim için ayarlattığı masaya geçmiştik. Biz gelmeden her türden içki masayı donatırken iştahlaasadaki içkilere bakmaya başlamıştım.
Oturduğumuz zaman Atilla sırıtarak "hızlı gitme geçen seferki gibi olmasını istemeyiz." Demişti.
Geçen seferki diye bahsettiği şeyin ön sevişme.olduğunu anlayınca susmayı tercih etmiştim.
Doğru lafa ne denirdi ki?
Atilla da bana katıldığında fark ettiğim gerçekle "Atilla farkında mısın ilk defa baş başa içiyoruz." Demiştim. Başını iki yanına sallarken "bu ilk değildi." Demişti.
Kaşlarımı çatıp suratına baktığımda sanki ne dediğini yeni anlamış gibi "yani düğünde falan da içtik ya." Demişti.
İçimden bir ses bana yalan söylediğini söylerken takmamaya karar vermiştim. Bugün her şeyin güzel olmasını istiyordum.
"Selam gençlik!" Mekandaki yüksek sese rağmen on adım ötemizdeki adam sesini bize ulaştırırken Atilla şokla "Tunahan?" Demişti.
Tunahan dediği adam "canım dostum!" Diye tekrar aynı enerjiyle bağırırken Atillanın üstüne resmen atlamıştı. Bu durum sinirlerimi bozduğu için çatık kaşlarla onları izliyordum.
En sonunda Tunahan benimle göz göze geldiğinde Atilla'nın üstünden hızla kalkıp bana dikkat kesilmişti. Aynı anda yüzünde şaşkınlık, sevinç ve merak duygusu yer alırken "merhaba enişte bey ben Tunahan. Atilla'nın çocukluk arkadaşlarından biriyim. Sizi görmemiştim kusura bakmayın." Demişti.
"Açıkçası eşimin üstüne böyle atlayınca şaşırdım Tunahan." Dediğimde gülüp "yok enişte, benim annem Kara ailesinin çalışanı olduğu için ben Atillayla kardeş gibi büyüdüm. O yüzden yakınım yoksa asla başka bir niyetim yok." Demişti.
Onu şöyle son bir kez baştan aşağıya süzerken başımı salladım.
"Bu arada biliyorsundur muhtemelen fakat ben Bulut." Demiştim. Başını hızlı hızlı yukarı aşağıya sallarken "oho enişte bey sizi bizim arkadaş grubunda bilmeyen ölsün. Atilla'nın kaç yıl dilinde dolandınız." Demişti.
Ağzını açıp devam edeceği esnada Atilla'nın kolunu sıkmasıyla susmuştu.
İki kez tamı tamına iki kez sanki beni daha önce tanıyormuş gibi cümleler duyuyordum.ve artık kafam karışmaya başlamıştı.
Atilla ve Tunahan sohbete dalarken ben ikisini de göz hapsine almıştım. Sanki her an yine bir anda bana böyle bir imada bulanacaklarmış gibi hissediyordum.
Arada Tunahan ve Atilla ile göz göze gelsem dahi bakışlarımı onlardan çekmiyorum.
Atilla'nın telefonu çaldığında arayan kişiyi görünce küfür etmişti. Yerinden hızlı bir şekilde kalktığında Tunahan a " sen Buluta bak. Ben gidip geliyorum." Demişti. Atilla ayrıldığı an yüzüme sanki bir şey demek istiyormuş da Atillanın korkusuna söyleyemiyormuş gibiydi.
En sonunda "Bulut, Atilla ve sen 2020 yılında sıradan partilerden birinde tanıştınız. Sonra..." Lafını tamamlayamadan Atilla gelirken öksürükle ne dediğini gizlemeye çalışmıştı.
Tunahan, Atilla oturunca sıradan konuşmasına devam ederken ben onun bana dediklerini düşünüyordum.
Dediği tarih üç yıl önceydi. Ve ben üç yıl önce hayatımın en zor zamanlarını yaşıyordum.
Nasıl olmuştu da partiye gitmiş üstüne üstlük Atilla ile tanışmıştım?
Kafam iyice karışırken daha fazla düşünmemek adına içkimden büyük bir yudum almıştım.
Ama bende Bulut Karaysam bu meselenin aslını öğrenirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKAS | GAY
FantasyYıllardır süren geleneğimiz takas, değiştirmek demekti basitçe. Ölen gelini, kardeşiyle değiştirmek. Ben Bulut Akça; sevgili ablam Özlem Akça'nın, evleneceği gün öldürülmesi sonucunda onun yerine Atilla Kara ile evlendirilmiştim.